27 Şubat 2012 Pazartesi

Küçük Günahlar (2011)


Geçtiğimiz senenin ilgi çekici yerli ilk filmlerinden birisi de Rıza Kıraç imzalı Küçük Günahlar idi. Aynı zamanda SİYAD üyesi bir sinema yazarı olan Kıraç'ın ilk filmi, farklı kuşaklardan iki adam ve bir kadın arasındaki aşk üçgeni mevzusuna Kürt meselesi, kapitalizm eleştirisi gibi ciddi mevzuları da ekleyerek ilerleyen bir öykü anlatmayı deniyor...

20'li yaşlarının sonunda bir grafiker olan Melik, günübirlik yaşamı tercih eden biridir. Dışarıdan reklam şirketlerine yaptığı projelerle geçinen genç adamın kadınlarla ilişkisi de bu 'geçicilik' çizgisindedir. Bir yandan iş yaptığı reklam şirketindeki patronu ile tamamen cinsellik üzerine kurulu bir ilişki yaşamaktadır, diğer yandan ise yeni tanıştığı genç bir avukat ile ilişkisi vardır. Anlarız ki genç adamı kadınlar cinsellik dışında çok ilgilendirmemektedir. Derken günün birinde yoldan geçerken dikkatine takılan Şilan adlı esmer bir kızı takibine alır. Bir gün onu evine kadar izler, kapısını çalar ve kapıyı açan İsmet ile tanışır. Bu noktadan sonra film, bu üçlü arasındaki ilişkiye odaklanır....

Melik ve İsmet'in kuşak farklılığının altı iyi doldurulmuş. İsmet'in geçmişini uzun uzun anlattığı sahne üzerinden, Türk solu tarihine de bir bakış atıyoruz. Solculuğu bir yana bırakıp reklamcılık işine girişen İsmet, günübirlik ve hemen hiçbirşeye değer vermediği, hiçbir şeye karşı heyecan duymadığı yaşam biçimi ile Melik, soğuk,mesafeli,ters ve idealist Kürt kızı Şilan hep altı dolu ve inandırıcılık konusunda sorunu olmayan, yaşayan karakterler. Bu anlamda ortada iyi bir iş var gerçekten. Film ilerledikçe, başlangıçta birer kapalı kutu olan karakterler, gittiçe açılıp, derinleşmeye başlıyorlar. Bu anlamda 'karışık' bir geçmişe sahip bir ülkenin 'kafası karışık' üst orta sınıftan kahramanlarına odaklanan filmin hayli gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz...



Bir aşk üçgeni üzerinden, ülkenin siyasi tarihine ve bugünkü genel duruma bakmak kağıt üzerinde parlak bir fikir olabilir ama bir o kadar da zor ve tehlikeli bir iş. Hele ki bir ilk film için... Hal böyle olunca ne ele aldığı aşk üçgeninden akılda kalıcı öyküler çıkarabiliyor, ne de işin politik kısmını yeterince derinlikli bir biçimde ele alabiliyor yönetmen. Daha iyi bir senaryo ve öykü ile çok daha derinlikli ve etkileyici bir filme dönüşebilecekken sadece ağızda bir tat bırakan, umut veren bir ilk film olarak kalıyor filmi...


Hemen hemen tüm oyuncuların etkili performanslar çıkardıklarını belirtmek gerek. Özellikle Macit Koper'i tekrar perdede görmek güzel. Bilhassa böylesi yarı-kaçık bir karakter ile... Yönetmenlik olarak ise ortadaki işin sade ve düz olduğu söylenebilir. Geçen hafta yazdığımız Kar Beyaz filminden bahsederken Selim Güneş ile ilgili söylediklerimizi Rıza Kıraç için yineleyebiliriz aslında. Yönetmeni bundan sonrası için takibe aldırtacak bir film Küçük Günahlar...

Filmin Notu : 6 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder