16 Şubat 2012 Perşembe

!f 2012'de Kaçırmamanız Gereken 10 Film


!f 2012, bugün başlıyor. Bu yıl 16-26 Şubat arasında İstanbul'da, 1-4 Mart arasında Ankara'da takip edilebilinecek festival, 2-4 Mart arası da ilk kez, İzmir'de olacak. Buradan hareketle bu hafta Yakın Plan'ı !f'e ayırdık ve sizler için festivalin farklı bölümlerinden dikkatimizi çeken birer adet olmak üzere toplamda 10 film seçtik...



Sur La Planche : Festivalin en 'özel' bölümlerinden Keş!f'te toplam 8 film var. Genelde ilk filmlerini çeken yeni yönetmenlerin filmlerinin yeraldığı bölümden bu yıl da sürpriz filmler çıkacaktır. Benim bu bölümde dikkatimi ilk çeken film, Altın Portakal'dan En İyi Yönetmen ödülü ile dönen Fas yapımı Sur La Planche / Kıyıda. Daha önce iki belgeseli bulunan Leile Kilani'nin ilk uzun metraj kurmaca filmi olan yapım, Fas, Tanca'da bir karides fabrikasında çalışan iki kız arkadaşın öyküsünü anlatıyor. Bu işten kurtulmanın yollarını arayan kızlar, bir gece tanıştıkları kendi yaşlarında iki kadın ile birlikte başka bir yöne doğru yol alıyorlar fakat bu kez de yeni sorunlar başgösteriyor. 70 doğumlu yönetmenin bu ilk filmi, Antalya dışında San Sebastian ve Cannes gibi önemli festivallerde de gösterilmiş...




Take Shelter :
Festivalin dünya festivallerinde ses getiren yapımlara yer verdiği Hit Filmler bölümünde Todd Solondz, Takashi Miike gibi usta isimlerin yeni filmlerinin yanısıra benim en merak ettiğim filmlerden biri de Jeff Nichols'un ikinci filmi olan Take Shelter. Gerilim / aile draması / doğaüstü korku gibi türleri harmanlayan filmin Antonioni'nin minimalist felaket filmi Kızıl Çöl'ü anımsattığı söyleniyor. Ayrıca gösterildiği Cannes'ta yönetmenlik olarak Terence Malick ve Steven Spielberg'ün tuhaf bir kırması denilebilecek bir yapıda olduğu yorumları yapılmış. Öykü kısaca şöyle: Curtis LaForche, eşi ve 6 yaşındaki sağır çocuğu ile birlikte Ohio'da bir kasabada yaşayan, kum madeninde ekip şefi olarak çalışan bir adamdır. Eşi Samantha ise, eşine destek olabilmek için, haftasonlarında kurulan pazardaa el yapımı ürünler satan bir ev hanımıdır. Hayatları normal giderken, Curtis'in dünyanın sonunu getireceğini düşündüğü bir fırtına ile ilgili korkunç rüyalar görmesi, bu rüyaların verdiği huzursuzluktan kurtulabilmek ve ailesini koruyabilmek için sığınak inşa etmeye başlamasıyla işler değişir. Curtis'in bu davranışları; eşini, komşularını ve iş arkadaşlarını endişelendirmeye başlar. Ailesi acaba fırtınadan mı korunmak zorundadır, yoksa Curtis'ten mi?




The Chemical Brothers: Dont Think :
Festivalin müzik bölümünde dikkat çeken filmlerden birisi, The Chemical Brothers: Dont Think. Grubun Japonya'daki Fujirock Festivali'nde verdiği konser sırasında 20 kamera ile çekilen film, festival kalabalığının içinden ayrılıp festivalin kendine has konumundan yararlanarak ormanlık alana giden izleyicileri de takip ediyor ve sıradışı bir yapıya kavuşuyor. Yönetmen grupla uzun süredir birlikte çalışan Adam Smith...



Beyond the Black Rainbow :
Festivalin fantastik filmler bölümünde gösterilecek olan, ilk filmini çeken Panos Cosmatos imzalı yapımda, güzel ve tuhaf bir kız, zihninin şeytani bir teknolojiyle kontrol edildiği bir hastanede 'arıza' bir doktor tarafından hapis tutulmaktadır. Doktorla kız arasındaki bu 'oyun' çok korkunç ve rahatsız edici bir seyir izliyor. Cronenberg, Lynch, Kubrick kırması bir yol izlediği söylenen filmin farklı bir seyir deneyimi vaat ettiği kesin...


Keyhole : Yol bölümünde ilk dikkat çeken film şüphesiz Guy Maddin imzalı Keyhole. Nevi şahsına münhasır yönetmenin bu son işi, Homeros'un Odysseia' sının serbest bir uyarlaması. Hayırsız bir baba olan gangster Ulysses Pick, uzun bir yokluktan sonra evine dönmüştür. Yanında da iki ergen vardır: boğulup mucizevi biçimde hayata dönmüş olan Denny ve rehin tutulan oğlu Manners. Kafası karışmış, oğlunu bile tanımakta güçlük çeken Ulysses, evdeki bütün odaları baştan sona tek tek katetmesi durumunda, yukarıdaki onu bekleyen karısı Hyacinth'e ulaşabileceğine inanmaya başlar. Filmin karanlık, tuhaf ve aynı zamanda komik olduğu söyleniyor...




She Monkeys :
Festivalin e-şıkkı bölümünde dikkatimi ilk çeken film 78 doğumlu İsveçli yönetmen Lisa Aschan'ın Tribeca'dan en iyi film ödülüyle dönen ilk uzun metraj filmi She Monkeys. Filmde, Emma yeni başladığı binicilik okulunda Cassandra ile tanışınca aralarında fiziksel ve ruhsal meydan okumalarla dolu bir ilişki başlar. Emma oyunun kurallarını anlayabilmek için uğraşırken, Cassandra oyunu çoktan bitirmiş gibidir. Sınırlar aşılmakta ve bahisler gittikçe yükselmektedir ama Emma için bunlara karşı koymak imkansız gibidir. Bu arada Emma'nın 7 yaşındaki kız kardeşi Sara da 17 yaşındaki bakıcısı ve kuzenine aşık olur. O da şaşırtıcı ve cinsellik yüklü deneylerini hayata geçirmekten çekinmez...




La Leggenda di Kaspar Hauser :
Festivalin genelde eski birkaç filmin gösterildiği !f Kült adlı bölümünde, bu kez yeni bir kült adayı film de var: La leggenda di Kaspar Hauser. Davide Manuli'nin yönettiği film postmodern bir western olarak tanımlanıyor. Hikâye, 1800'lerin başlarında aniden Nuremberg'de ortaya çıkan ve bir zindanda büyüdüğünü anlatan Kaspar Hauser'in tuhaf ama gerçek öyküsüne dayanıyor. Manuli'nin versiyonunda, Sardinya'nın kıyısına vuran bir beden görürüz. Bu, aslında adanın tahtının varisi olan ancak bilinmeyen nedenlerle çocukluğundan beri kayıp olan Kaspar Hauser'in bedenidir...



Babycall : Festivalin şahsen çok ilgimi çeken bölümlerinden olan Nöbetçi Sinema bölümünde bu yıl yeralan iki film de ilgi çekici. İlk tercihimi Babycall'dan yana kullandım. Pål Sletaune'nin yönettiği Norveç yapımı film psikolojik gerilim türünde bir yapım. Anna, kocasının şiddetinden kaçmak için 8 yaşındaki oğluyla birlikte gizli bir yerde, geniş bir eve taşınıyor. Oğlu uyurken sesini duyabilmek için bir bebek monitörü alıyor. Ancak, bir süre sonra monitör başka bir problemli çocuğun sesini de almaya başlıyor. Yoksa problemli olan kendisi midir? Kendini güvende hissetmediği için hayal mi görmektedir? O gerçekle hayali birbirinden ayırmakta zorlandıkça, seyirci de zorlanmaya başlar. Bu ilgi çekici psikolojik gerilim de kaçırılmamalı...




Sleepless Nights Stories : Özel Gösterimler bölümünde yeralan Sleepless Nights Stories hayli deneysel bir çalışma. Avangard sinemanın öncü ismi Jonas Mekas'ın filmi, uykusuzluktan muzdarip halini yansıtmak istercesine bir araya getirdiği video günlüklerinden oluşuyor. El kamerasıyla çekilmiş ve kasten özensizce kurgulanmış 25 hikayeden oluşan film, Mekas'ın bir kafede Marina Abramovic'le sohbetini videoya çekmesiyle başlıyor ve ilgisiz gözüken görüntülerle birleşerek ilerliyor. 88 yaşındaki yönetmenin adeta kendi kariyerine bir saygı duruşu bu...



Circumstance :
Gökkuşağı Filmler bölümünün ilk dikkat çekeni şüphesiz İran yapımı Circumstance. Film, Atafeh ve en yakın arkadaşı Shireen'in bir yandan Tahran'ın yeraltı sanat dünyasını, bir yandan da kendi cinselliklerini keşfedişini anlatıyor. Filmin gördüğümüz en sıradışı İran filmlerinden biri olduğu söyleniyor...


Filmlerle ilgili bilgiler konusunda ağırlıklı olarak festivalin resmi sitesi http://www.ifistanbul.com/tr'den faydalandım. Programdaki tüm filmler ve seans bilgileri için bu siteyi ziyaret edebilirsiniz...

0 yorum:

Yorum Gönder