20 Şubat 2012 Pazartesi

Kar Beyaz (2011)



Sabahattin Ali'nin Ayran adlı öyküsünden uyarlanan Kar Beyaz, fotoğrafçı Selim Güneş'in ilk yönetmenlik denemesi aynı zamanda. Geçtiğimiz sene içinde gösterime giren, geride bıraktığımız haftalarda DVD' si de raflardaki yerini alan filme, bu haftaki "Türk Sineması" seçimimiz olarak daha yakından bakıyoruz...


Öncelikle yönetmen Selim Güneş'in öyküde bazı önemli değişikliklere gittiğini belirtmek gerek. Bu nokta önemli. Örneğin öykü 70'lere alınmış. Sabahattin Ali'nin öyküsünde ortalarda görünmeme sebebini bilemediğimiz babanın, Kar Beyaz'da ise, öykünün başında hapise uğurlanışını görüyoruz. Pek çok ufak tefek değişiklik daha var. Örneğin Hasan'dan ayran alıp parasını vermeyen müşterinin de filmde bir öyküsü var. Bu şekilde yan karakterler geliştirilmiş. Ancak kendi adıma bu eklemelerin çok fazla bir amaca hizmet edemediğini, sadece filmin süresini biraz zorlama biçimde uzatmaya yönelik olarak konulduğu duygusu uyandırdığını söylemeliyim. Bence ortadaki öykü 80 dakikayı dolduracak bir öykü de değil zaten ve bunun için zorlama olarak bazı eklemeler yapılmış gibi bir görüntü oluşuyor...

Bunun yanında yönetmen Selim Güneş'in ne öykü ne de karakterlerle pek ilgilenmediğini düşünüyorum. Bence o, doğanın kucağında geçen, muhteşem manzaralarla dolu bir ortamda, Anadolu'dan insan manzaraları sunmak istiyor. Zaten filmin en etkileyici ve en sinemasal sahneleri de bu anlarda ortaya çıkıyor. Günlük rutinlerin yerine getirildiği ya da bazı işlerle meşgul olunduğu anlarda hem görüntüler hem de sesler üzerinden farklı karakterler arasında kurulan bağ, filmi gerçekten etkileyici hale getiriyor...




Gelgelelim tüm bu güzel görüntülerin ortasında, film bir yandan da bir öykü anlatıyor. Ve bu öykü, minimalizm adı altında, bir 'öyküsüzlüğe' hapsetmeye başlıyor filmi. Kısacık süre fazlasıyla uzun gelmeye başlıyor. Yönetmen Selim Güneş, eğer Sabahattin Ali'nin öyküsünü de bir yandan anlatmayı denemiyor olsa, o zaman daha rahat kendi yolunu bulacakmış da böyle olmayınca sanki ağır bir yük altına girmiş ve çok da sağlam çıkamamış gibi bir hava var. Sanki görüntüler öyküyü anlatma amacı yerine doğayla içiçe yaşayan bir grup insanın yaşamından manzalar sunma amacı üzerine odaklanıyor, arada ise zaman zaman beylik cümleler de kuran karakterler aracılığıyla bir öykü anlatılmaya çalışılıyor gibi gözüküyor. Hal böyle olunca öykü de zorlamalar üzerinden ilerleyen bir hale bürünüyor...

Filmin görselliği Selim Güneş'in fotoğraf kökenli olduğunu hemen ele veriyor. Kanımca bu görsel vizyon ile sinemada da önemli işler yapabilir yönetmen. Ailesinin geçimine katkıda bulunabilmek için ormanı geçip ayran satmaya çalışan Hasan'ın öyküsü çok iyi genişletilemese de imgesellikle bezeli pek çok etkileyici sahneye sahip bir iş var ortada. Tüm saydığım eksiklerine rağmen bence hiç fena bir ilk film sayılmaz Kar Beyaz. Yönetmenin ismini bir kenara yazdıracak kadar iyi bir görsel güce sahip en azından...

Filmin Notu : 6 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder