23 Şubat 2012 Perşembe

2011'in En İyi Filmleri



Bu hafta Yakın Plan'da, Hayatımız Sinema olarak, 2011 yılının en iyi 10 filmini sıraladık. Elbette bu listeyi hazırlarken, 2011 yılı içerisinde Türkiye'de vizyona giren filmlerin dikkate alındığını (Bir başka deyişle filmlerin Türkiye'de vizyona giriş tarihlerinin dikkate alındığını,vizyona girmeyenlerin değerlendirme dışında tutulduğunu) belirtelim. Şimdi 10'dan 1'e doğru ilerleme zamanı...




10.I Saw The Devil(Kim JI-WOON) :
Güney Kore yapımı yeni intikam hikayesi, Kim-Ji Woon'un muhteşem yönetmenliğinin yanı sıra Byung-Hun Lee ve Min-Sik Choi'nin oyunculuklarıyla da ön plana çıkarken, intikam almanın imkansızlığını 2,5 saat gibi bir süre boyunca seyirciyi diken üstünde tutan bir kurguyla anlatıyordu. Film, hem aksiyon dolu hem de hayli hüzünlüydü...



9.The Kid With A Bike (Jean-Pierre & Luc DARDENNE) : Dardenne'lerin filmlerine bakarken film çekmenin dünyanın en kolay işi olduğunu düşünebilirsiniz. Minimalist hikayelerini öyle rahat bir tonla anlatıyorlar ki etkilenmemek mümkün değil. Babasından ayrılmak istemeyen 12 yaşındaki Cyril'in öyküsü, Dardenne'lerin elinde hem hüzünlü, hem mizahi tonda bir filme dönüşüyordu...



8.The Skin I Live In (Pedro ALMODOVAR) :
Almodovar'ın yeni filmi son yıllarda çektiği en iyi işti. Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahının öyküsünde yıllar sonra Antonio Banderas ile çalışma fırsatını da yakalayan yönetmen, ortaya gerilim yüklü bir film çıkarırken özellikle finale doğru filmi tam bir Almodovar filmine dönüştürmeyi başarıyordu...



7.Jodaeiye Nader Az Simin(Asghar FARHADI): İran yapımı film, boşanmak üzere olan ama çocuklarının velayeti konusunda ikileme düşen bir çiftin öyküsünü anlatırken, tüm toplumsal kurallar ve inançların sıkıştığı bir öykü üzerinden meselesini kurarak unutulmaz bir hal alıyordu. Finale gelindiğinde Termeh'in kararının artık pek bir önemi kalmıyordu...




6.Margin Call (J.C. CHANDOR) :
Yılın kanımca hakettiği değeri bulamayan filmi, ABD'de 2008 krizinin çıkış noktasını bir yatırım bankası ekseninde ele alıyordu. 24 saatlik zaman diliminde geçen öykü, Wall Street protestocularının eylem sebeplerine uzanacak kadar geniş bir perspektife sahip yapısıyla yılın kesinlikle en iyi filmlerinden birine dönüşüyordu. J.C.Chandor ismini bundan sonrası için takibe almamızı da sağladı...




5.Black Swan (Darren ARONOFSKY) :
Darren Aronofsky'nin muhteşem yönetmenlik performansı ve Natalie Portman'ın oyunuyla yılın unutulmazları arasına giren Black Swan, genç bir balerinin iş yaşamındaki rekabet ortamı ve annesiyle olan ilişkileri üzerine şekillenirken, Roman Polanski filmlerini hatırlatan psikolojik gerilimvari hikaye yapısıyla da dikkat çekiyordu...



4.I Am Love (Luca GUADAGNINO):
Bir başka yönetmenlik harikası da I Am Love'dı. Film, tekstil fabrikası sahibi İtalyan bir ailenin, küresel sermaye girdabında boğulmasını, aile üyelerinin aşk ilişkileri üzerinden anlatıyordu. Yönetmen Guadagnino, her karesine tekrar tekrar bakmak isteyeceğiniz güzellikte görüntülere sahip, aynı zamanda da hem aşk, hem sistem üzerine son derece derinlikli alt metinlere sahip bir film çıkarmıştı ortaya...



3.Hugo (Martin SCORSESE) : Martin Scorsese'nin harika bir yönetmenlik gösterisi oluşu, 3D'yi kullanmadaki olağanüstü yaratıcılığı gibi faktörler bir yana, sinemanın kökenine bir yolculuk yaptıran, her anından sinema sevgisi taşan bir film olmasıyla iyice değer kazanıyor ve şüphesiz yılın en iyilerinden birine dönüşüyordu...





2.Bir Zamanlar Anadolu'da (Nuri Bilge CEYLAN):
Nuri Bilge Ceylan, son filminde Anadolu'da bir bozkırdaki ceset arayışıyla başlayan ve ertesi günün öğlen saatlerine kadar süren cinayet soruşturmasının hikayesinde, dramatik yapıyı öylesine derinlikli ve farklı okumalara açık şekilde kuruyordu ki ortaya her yönüyle bir başyapıt çıkıyordu.Tüm oyunculardan muhteşem performanslar almayı başaran Ceylan'ın filmi, kanımca hem kendisinin hem de Türk Sineması'nın en önemli işlerinden biriydi...



1.The Tree Of Life (Terrence MALICK) :
Terrence Malick'in filmi, sadece olağanüstü görüntüler eşliğinde, evrenin kökenine geri dönülüp oradan günümüze gelinen sürecin anlatıldığı yaklaşık 45 dakikalık sekansıyla bile unutulmazlar arasına girmeyi hakediyordu. Oradan tekrar aile draması ve baba-oğul hikayesine geçiş yapan film, Terrence Malick'in muhteşem yönetmenliği ve maneviyat-bilim arasında kurduğu ilişki ile de değer kazanıyordu. Bir anlamda Malick, kendi 2001'ini çekmişti belki de. Listemizi hazırlarken bu filmin üzerine bir film koyma fikri hiçbir şekilde cazip gelmedi açıkçası...

0 yorum:

Yorum Gönder