17 Nisan 2011 Pazar

La Vida De Los Peces / Balıkların Yaşamı (2010)



Şilili genç yönetmen Matias Bize'nin !f 2011' de gösterilen son uzun metrajlı filmi La Vida De Los Peces / Balıkların Yaşamı, gezi yazarlığı yapan ve Almanya'da yaşayan 33 yaşındaki Andres' nin birkaç günlüğüne döndüğü, çocukluk ve gençliğinin geçtiği Santiago'da, bir çocukluk arkadaşının doğumgünü partisine katıldığı akşamda geçiyor. Andres, ertesi sabah Almanya'ya geri dönecektir. Hikayenin tamamı bu partide geçiyor. Andres, arkadaşının evindeki bu partide oda oda geziyor, çocukluk arkadaşlarıyla, onların çocuklarıyla ve Almanya'ya giderken terk ettiği, hayatının aşkı Beatriz ile konuşuyor...

İlk bakışta film, son derece kısıtlı bir hareket alanına sahipmiş gibi görünüyor. Ancak yönetmen Matias Bize'nin vizyonu bu eksiği başarıyla kapatacak düzeyde. Diyaloglar son derece sade olsa da oldukça anlamlı. Filmin sonu geldiğinde özellikle film boyu özdeşleştiğimiz Andres'nin psikolojisini tam olarak anlamlandırabiliyoruz. Sevgilisi ile olan o dönemki ilişkisindeki temel problemlerin aslında genç Andres'nin kendisi ile olan problemleri olduğunu rahatlıkla hissedebiliyoruz. Üzerine yaşadığı kaza olayının psikolojisinde yaratttığı tahribat da açık...

Yönetmen, film boyu kamerasını ufak hareketlerle odalar içerisinde başarıyla gezdiriyor. Aslında tamamen Andres ile özdeşleşmemizi, onunla o gece neredeyse gerçek zamanlı olarak bir doğumgünü partisini yaşamamızı istiyor. Andres, belki yaşamdaki 'kaçamak' seçimleriyle ilintili olarak bu partide de genelde sessiz alanları tercih ediyor, eğlencenin göbeğinde pek yeralmıyor. Oda oda gezip, genelde sessiz mekanlarda sohbetleri seçiyor. Filmin temel dayanak noktasını tabii ister istemez Beatriz ile olan konuşmaları oluşturuyor. Belki senaryonun yegane sorunu olarak bu gösterilebilir. Beatriz ile konuştuğu bölümler kimi yerlerde filme fazla hakim olmaya ve diğer kısımları gereksiz gibi başlıyor...



Ancak temel anlamıyla Matias Bize, çok çok başarılı. Özellikle çiftin, akvaryumun önünde konuştukları ve onları akvaryumum arkasından, sanki suyun içindeymiş gibi gördüğümüz sahne filmin bütün ruhunu yansıtmaya yetiyor. Balıklar akvaryumun içinde bir o yana bir bu yana gözümüzün önünden geçip giderken, 'Andres şu an tercih ettiğinin tam tersine yüzmeyi seçse ne olabilirdi' sorusunu duyumsuyoruz...

Filmde oyunculuklar da son derece başarılı ve inandırıcı. Özellikle Andres ve Beatriz'i oynayan Santiago Cabrera ve Blanca Lewin karakterlerine gereken derinliği katmayı başarıyorlar. Şahsen, final sahnesinin de hayli ölçülü, dengeli ve inandırıcı olduğunu düşündüğümü belirtmeliyim. O geçmişi konuşup durduktan sonra yanan 'anlık gençlik ateşi', artık hiçbirşeyin eskisi gibi olamayacağının son derece sade bir tasvirinin görülmesiyle sönüp gidiyor. Balıkların Yaşamı, Matias Bize ismini bir kenara not ettirmeye yeten, hayli sade, ancak aynı ölçüde duygusal ve etkileyici bir film...

0 yorum:

Yorum Gönder