En İyi Clint Eastwood Filmleri

Gösterimi süren J Edgar vasıtasıyla, Clint Eastwood'un filmografisinde dolaşıp, yönetmen olarak imza attığı filmler arasından, kendimizce bir liste yapalım dedik. Ortaya çıkan ilk 10 filmi şöyle sıraladık...


10.Midnight in the Garden of Good and Evil : Filmin Jon Berendt'in aynı adı taşıyan kitabından uyarlanan senaryosunu , John Lee Hancock yazmıştı. 1996 yapımı filmde, Kevin Spacey, John Cusack, Alison Eastwood, Irma P. Hall, Jack Thompson, Lady Chablis, Jude Law gibi önemli isimler rol almaktaydı. Filmde, John Kelso isimli bir yazar, gazetede yayınlayacağı bir yazı için Savannah'a parti için gelir ve burada egzantrik bir kişiliğe sahip Jim Williams ile tanışır. Ertesi gün Kelso gitmemeye karar verir, çünkü burada bir cinayet işlenmiştir. Aslında film, ilk çıktığında eleştirmen bazında çok da olumlu karşılanmadı. Kitabın hayranları da filmden çok hoşlanmadı. Tüm bunlardan bağımsız bakınca, filmi biz de kusursuz bulmasak ve hatta yer yer biraz dağınık bulsak bile Eastwood'un yönetmenlik açısından vizyonunu konuşturduğunu ve zor bir işe imza attığını, kısmen de başardığını düşündüğümüzden listemizde yer vermeyi uygun bulduk. Farklı türkleri harmanlayan yapısı, 2,5 saatlik süre boyunca bir şekilde ilgiyi ayakta tutabilen kurgusu ve yönetmenliğiyle akıllarda yer etti film...



9.The Bridges of Madison County : Robert James Waller'ın çok satan romanından uyarlanan 1995 yapımı filminde Eastwood, Iowa'da yaşayan İtalyan bir ev kadını, Francesca'nın hikâyesini anlatır. Kocası ve çocukları Illinois Eyalet Fuarı'na gittiğinde, Francesca National Geographic için bir fotoğraflı makale hazırlamak amacıyla Madison County, Iowa'ya gelen bir fotoğrafçıyla tanışıp ona aşık olur. Clint Eastwood, başrolde Meryl Streep ile birlikte kendisi oynar. Toplumsal ve ahlaksal normların karşısında yaşanan bir aşk öyküsünü merkeze alır film. Eastwood'un genel algının aksine, genel normlara muhalif bir ruhu olduğunu da kanıtlayan filmlerdendir. Cahiers du Cinema'nın düzenlediği bir ankette Elveda Güney ve Carlito'nun Yolu filmleri ile birlikte 1990'ların en iyi filmi seçilmişti ayrıca film...




8.Letters from Iwo Jima : Eastwood'un 2000'lerdeki yeniden doğuşunun ürünlerinden biri olan film, Flags of Our Fathers ile aynı dönem içerisinde çekilmiş, II. Dünya Savaşı'nın önemli savaşlarından Iwo Jima Muharebesi'ni konu almaktaydı. Eastwood, Flags Of Our Fathers'da olaya Amerikan tarafından bakarken, Letters From Iwo Jima'da olayın Japon kanadına geçiyordu. Savaş sahnelerini mükemmel bir şekilde çeken Eastwood, atmosferi kurmada da inanılmaz başarılı idi. Flags Of Our Fathers'da "kahramanlık" kavramını kutsallaştıran bir topluma bakış atan yönetmen, burada ise "onur"u herşeyin merkezine oturtan Doğu bakış açısını merkeze alıyordu. Bu açıdan da son derece başarılı bir yapısı olan film, yönetmenin 2000'lerdeki 3 önemli işinden biridir...



7.A Perfect World : 1993 yapımı bu filmde, Eastwood, Kevin Costner ile birlikte başolde yeralır. Costner, küçük bir çocuğu rehin alan, katı bir hapishane kaçağı Butch Haynes rolündedir. Rehin aldığı çocuk, onda hiçbir zaman sahip olmadığı babasını bulur adeta. Aralarındaki ilişki çok başka bir boyuta ulaşır. Eastwood ise, olayı bir suç bilimcisi ile takip eden tecrübeli Texas polisi rolündedir. Bir kez daha suçlular ve kanun adamlarının dünyasına eğilen yönetmen ölçülü duygusallığa sahip etkileyici bir film yaratmayı başarır...




6.The Outlaw Josey Wales : 1976 yapımı revizyonist western sınırlarında gezen yapımında yönetmen, Josey Wales'u kendisi oynuyordu. Filmin başında evi yakılarak karısı ve çocuğu öldürülen Josey Wales, buna neden olanlara karşı isyancıların tarafına katılır. Ancak kısa süre sonra iç savaş biter ve tüm isyancılar ABD’ye karşı bağlılık yemini ederler. Josey Wales tek başına kanunsuzluğunu sürdürmeye devam eder. Filmin ilginç yanı, Wales'un sadece kendi intikamını almak değil adeta dünyayı tertemiz bir yer haline getirme niyetinde olmasıdır. Eastwood'un işi hem kendini fazla ciddiye almayan yapısı, hem de farklı altmetinleriyle western türüne yenilik katan bir denemeydi...



5.Million Dollar Baby : Eastwood'un yeniden doğuş dönemi diye nitelediğimiz 2000'lerdeki bir diğer önemli filmi olan Million Dollar Baby yine yönetmenin kendisini ve ayrıca Hillary Swank'i başrole taşıyordu. Frankie Dunn, ringlerde yaşadığı yıllar boyunca müthiş dövüşçüler yetiştirmiş bir boks antrenörüdür. Boksu, çalıştırdığı sporcular için adeta bir hayat öğretisine dönüştüren Frankie'nin kızları asla çalıştırmamak gibi bir prensibi de vardır. Maggie yoğun ısrarı ve azmiyle bir şekilde Frankie'ye kendisini çalıştırtmayı kabul ettirmeyi başarır... Aslında son derece klasik bir öyküden, etkileyici birşey çıkartmayı başarıyordu Eastwood. Tam klasik Amerikan sineması tarzı birşeyler izliyoruz düşüncesine kapılmaya başladığımız anda bizi ters köşeye yatırıyor, farklılığını ortaya koyuyor ve finaliyle düşündürüyordu...



4.Play Misty for Me : 1971 yapımı ilk filminde Eastwood, farklı bir psikolojik gerilime imza atıyordu. ABD'li bir radyo DJ'i, hayranı olduğunu söyleyen bir kadından sürekli telefon alır. Kadının en çok istediği parça ünlü Eroll Garner bestesi "Misty"dir. Ama kadın bir süre sonra hayranı olduğu adamın özel hayatına müdahalede bulunmaya başlayacaktır. Bir DJ ve dinleyicisi arasındaki karmaşık ilişkiye dayalı tuhaf gerilimin atmosferi çok etkileyicidir. Yönetmenin hem ileride gideceği yoldan oldukça farklı bir tür denediği hem de yaratıcılığının sinyallerini verdiği önemli bir işidir film. Başrolde adamımız yine kendisi, Jessica Walter ile beraber oynar...



3.High Plains Drifter : Eastwood'un, Lago adındaki suçlularla dolu bir kasabayı, 20 dakika içerisinde gerçekleşen üç cinayet ve bir tecavüzün ardından hapishaneden yeni çıkmış 3 gangsterden korumak için tutulan gizemli bir yabancıyı canlandırdığı ve western sularına girdiği filmi High Plains Drifter listenin olmazsa olmazlarındandır kesinlikle. Spagetti western etkileri taşıyan bir yapı kuran Eastwood, kimi yenilikçi hamleleriyle High Plains Drifter'ı izlemesi müthiş keyifli bir işe dönüştürüyordu. Başrolde kendisinin olduğunu sanırım söylemeye gerek yok. Ustanın, nispeten az bilinen 1973 yapımı bu işi gözden kaçmamalı...



2.Mystic River : 2003 yapımı filmin merkezinde 3 çocukluk arkadaşı yer alır: Jimmy, Dave ve Sean. Boston'un işçi semtlerinde birlikte büyüyen ve korkunç bir trajedi ile yolları ayrılan üç yakın arkadaş, yirmibeş yıl sonra, acı bir olay ile tekrar biraraya gelirler. Eastwood'un filmi, her yönüyle kusursuzdu. Hem öyküyü ayakta tutan gizemin yerleştirilişi, hem kurgunun akıcılığı, filmi, süresi boyunca ayakta tutuyordu. Merak duygusunu hiç yitirmeyişi, geçmişin insanların hayatını nasıl etkisi asla geçmeyecek şekilde etkileyebildiğini anlatışı, "güçsüz" olanın, "normal ve standart" olan karşısında toplum tarafından nasıl savunmasız bırakıldığını ele alışı gibi mevzulardaki incelikli yaklaşımı da takdire şayandı. Sean Penn, Tim Robbins, Kevin Bacon, Laurence Fishburne, Marcia Gay Harden ve Laura Linney'li kadro da etkileyici performanslar çıkarıyordu...



1.Unforgiven : Eastwood'un başyapıtı olarak kabul gören 1992 yapımı Unforgiven, ustanın bir kez daha yenilikçi bir western ile karşımıza geldiği, genel kabulle, en önemli filmidir. Eastwood'un Gene Hackman ve Morgan Freeman ile birlikte başrolde yaraldığı yapım, eskiden acımasız, çılgın bir katil olan William Munny'nin hikayesini anlatıyordu. Klasik şekilde "yeni" bir iş teklifi alır ve son kez kabul eder. Kabul ettiği işin, "ahlaki" boyutudur onu bu işe çeken belki de. Bütün bir hayatını gözden geçirmesini sağlayacak, kendince bir "günah çıkarma" olacak yeni bir iştir hem de. Öykünün ahlaki ikilemlerini kusursuz biçimde ele alan Eastwood yine unutulmaz karakterler yaratmayı başarıyor ve son derece sürükleyici bir öykünün içine bunları yerleştirmeyi başarıyordu...