10 Ekim 2010 Pazar

Alting Bliver Godt Igen / Her Şey Güzel Olacak (2010)



Allegro ve Reconstruction fimleriyle tanıdığımız Christoffer Boe'nin Filmekimi'nde gösterilen yeni filmini izleme şansı buldum...

Boe, yeni filminde, yazmayı sürdürdüğü savaş filminin senaryosunu bir türlü bitiremeyen, takıntılı bir senarist-yönetmenin öyküsünü anlatıyor. Bir gün arabasıyla Arap asıllı genç bir adama çarpan yönetmenimiz Falk, yardım etmeden olay yerinden kaçar. Ancak çarptığı adamın elinde Irak'la ilgili, Danimarka hükümetini sarsacak sırlar olduğunu sonradan öğrenen Falk, adamın başından geçenleri herkese açıklamak için her riski göze alacaktır. Bu safhadan sonra da Falk, iyice takıntılı ve paranoyak bir ruh haline girer. Kimseye güvenmemeye, herkesin bu olayın bir parçası olduğuna ve kendisine büyük bir komplo kurulduğuna inanmaya başlar...

Boe, önceki filmlerindeki gibi buradaki anlatımında da çizgisel olarak ilerlemeyen bir kurguyu tercih ediyor. Ancak önceki filmlerine nazaran bütünen dairesel bir kurguyu da tercih etmiyor. Film, bir noktaya kadar, gerilimi had safhada tutmayı başaran, başkahramanıyla birlikte bizim de kimin suçlu olduğunu anlayamadığımız bir entrikayı başarıyla sunan bir kara film - politik gerilim kırması tadında ilerliyor. Kurgudaki oynamayı ise yönetmen bu kez yalnızca son bölümde yapıyor.



Filmin, sözünü ettiğimiz gerilim kısmı heyecanı ayakta tutma açısından hayli başarılı ve iyi bir yönetmenliğe sahip. Yönetmenin, günümüzün sisteminde, kirli çamaşırları ortaya çıkarmaya çalışarak bir nevi sistem karşısında pozisyon alan bireyin, sistem tarafından 'öteki'leştirilişi, bir noktada gerçeği kendisinin de kaybederek 'tüm bu insanlar doğru da acaba ben mi yanlışım?' noktasına kadar gelişini anlatışı manidar...

Gelgelelim, kanımca yönetmenin öteki filmlerinde de görülen kimi sorunlar bilhassa herşeyin çözümlendiği - ya da ucu açık bırakıldığı- finale doğru iyice belirginleşiyor. Adamın ailevi sorunları, mesleki problemlerini de filme katmak isterken, Boe, filmin politik duruşunu da biraz karmaşık hale getiriyor ve seyirciye de sanki başkahramanının 'eksik' bir adam olduğu, tüm olayların o yüzden böyle geliştiği fikrini bırakıyor. Ayrıca kurguda yaratılan karmaşa kimi zaman yapmacık ve sanki filminin değerini arttırmak isteyen birinin zorlaması gibi duruyor. Elbette yönetmenin amacının bu olmadığı muhakkak ancak belli başlı tercihleri filmlerine 'yapay sanatsallık' katıyor sanki.

Herşeye karşın temiz bir iş Her Şey Güzel Olacak. Sürükleyici ve görsel olarak da ilgi çekici...

Filmin Notu : 2,5 / 4

0 yorum:

Yorum Gönder