29 Temmuz 2012 Pazar

Polisse / Polis ( 2011 )



Maiweenn'in yönettiği ve aynı zamanda başrollerden birinde de yeraldığı Polisse / Polis, 2011 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışmıştı. Ülkemizde bu hafta vizyona giren film, Paris emniyetinde çocuk koruma biriminde çalışan bir grup polisin yaşadıklarına odaklanıyor...

Maiwenn, neredeyse "mockumentary"ye yaklaşan bir anlatım tutturuyor. Birimde çalışan polislerin yaşadıkları, birbirinden kopuk parçalar halinde öyküye eklemleniyor. Dolayısıyla biraz oradan oraya atlayan bir kurgu var önümüzde. Ancak, bu farklı parçacıkların çoğu izleyiciyi bir yerden yakalıyor ve filmin içinde tutuyor. Yine de 2 saate yaklaşan süre içerisinde iniş çıkışlar yaşanmıyor değil...

Daha çok oyunculuğu ile bildiğimiz Maiwenn'in kendisinin canlandırdığı, İçişleri Bakanlığı tarafından, birimin faaliyetlerinin belgelenmesi için görevlendirilen utangaç fotoğrafçı karakteri öyküde kilit bir rol üstleniyor. Bir anlamda biz de polisleri onun gibi "dışarıdan" bir bakışla gözlemliyoruz. Belki onun gözleri ve fotoğraflarıyla görüyoruz da denebilir. Böyle düşününce onun çektiği fotoğraflara belki öykünün içerisinde daha özel bir bölüm ayrılabilirdi diye düşünüyorum ama böyle yapılmamış...

Birimin gündemine gelen konuların ağırlığını pedofili vakaları oluşturuyor. Böylesi bıçak sırtı bir mevzuyu temel almasına rağmen ahlakçılık tuzağına düşmeden, anlamlı birşeyler söylemeyi başarıyor film. Özellikle finale doğru karşımıza çıkan son vakalardan biri bu konuda kilit görev üstleniyor. Ayrıca farklı etnik gruplardan ve farklı sınıflardan kişilerin öyküye dahil edilişlerini ve bunların da mümkün olduğunca tarafsız şekilde kullanılışlarını da olumlu bulduğumu söyleyebilirim...



Gelgelelim filmin tam anlamıyla hedefe ulaştığı söylenemez. Bu parçalı kurgu, başta da söylediğim gibi zaman zaman kopukluk yaratıyor. Çok dramatik anlardan, komik anlara geçişler filmin düşünsel zenginliğinin tam bir düzleme oturamamasına yol açıyor. Zaman zaman filmin, "Polislik de tıpkı hayat gibi acı tatlı birşey işte" gibi yüzeysel bir cümleye hapsolduğunu hissediyoruz. Ayrıca Maiwenn'in oynadığı fotoğrafçı Melissa ile rapçi Joey Starr'ın oynadığı Fred arasındaki yakınlaşma da derinlikten ve her türlü çatışmadan uzak, gereksiz bir vaziyette seyrediyor. Filmin emniyet kurumunu fazlasıyla sempatik gösterdiği yönündeki eleştirilere ise pek katılmıyorum. Zira tamamen çocuklarla uğraşan bir birimin polislerinin zaman zaman göze sempatik görünmelerini anlayışla karşılamak gerek bence...

Diğer taraftan finaldeki "trajedi"nin biraz zorlama olduğunu düşünüyorum. Ayrıca paralel kurgu ile jimnastik öğretmeninin tacizine maruz kalan çocukla aralarında kurulmaya çalışılan bağın da aynı şekilde fazla zorlandığını düşünüyorum. Oysa ki filmin geri kalanı sakince akan ve büyük laflar ya da duygu patlamaları peşinde koşmayan bir anlatıma sahip. Dolayısıyla final bence filmin tonuna biraz fazla ağır gelmiş...

Gene de belli bir seviyeyi tutturan ve izlenmeye değer bir film ortadaki. El attığı zor mevzuların altından da genel olarak başarıyla kalkan film, Maiwenn'i takibe almamız için yeterli bir sebep niteliğinde...

Filmin Notu : 6,5 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder