6 Mayıs 2011 Cuma

Vizyonda Bu Hafta (06 Mayıs - 12 Mayıs 2011)



Vizyonda bu hafta 9 yeni film var. Haftanın en yaygın gösterime giren filmleri, Gişe Memuru, Ağır Abi, Vanishing on 7th Street / Kıyamet Gecesi oldular. HS'nin seçimi de Gişe Memuru...

Haftanın en popüler filmi, 71 kopya ile gösterime giren yerli film Gişe Memuru. Kendi halinde bir gişe memuru olan Kenan, babasıyla yaşayan, işiyle evi arasındaki küçük dünyada gidip gelen ve insanlarla iletişim kurmaktansa, kendi hayallerinde yaşamayı tercih eden bir karakterdedir. Çatalca gişeler bölgesinde çalışan ve görevinin başındayken zaman zaman kendi kendine konuşmasıyla bilinen Kenan’ın, diğer insanlarla olduğu gibi babasıyla da mesafeli bir ilişkisi vardır. Kenan’ın kalp hastası olan babasına, gündüzleri Nurgül bakıcılık yapar. 30 yaşlarındaki konuşkan ve anaç Nurgül, Kenan’ı, babasını ve yıllar önce vefat etmiş annesini küçüklüğünden beri tanımaktadır. Kenan’ın işiyle evi arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı, yeni işletme şefinin Çatalca’yı denetlemeye geldiği gün değişecektir. Tolga Karaçelik'in yönettiği filmde, Serkan Ercan başrolde...



Ağır Abi, 67 kopya ile gösterime giren haftanın bir diğer yerli filmi. Ağır Abi, iki arkadaşın ağır abi olma yolunda verdikleri mücadele sırasında iki güç arasında kalmalarını konu alıyor. Efe ve Yiğit adında iki genç moda olan mafya dizilerinden etkilenmeyi abartıp ağır abi olmayı kafaya koymuşlardır. Ağır Abi olabilmek için ne yapabileceklerini düşünürlerken, Türkiye’de yaşayan en acımasız mafya babası olan Abidin Cirit'in yaşadığı kasabaya gitmeye karar verirler. Yönetmen Oğuzhan Uğur, başrollerde ise Halil Taşdemir ve Senem Başak var...


Vanishing on 7th Street / Kıyamet Gecesi, haftanın 58 kopya ile en popüler gösterim şansı bulan yabancı filmi oldu. İnsan nüfusunun çoğu gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Arkalarında herhangi bir ipucu bırakmadan kaybolan bu insanlar, arkalarında bıraktıkları kişisel eşyalara bakılırsa, yanlarında hiçbir şey götürmemişlerdir. Bu tuhaf ve karanlık olaydan kurtulan bir grup insan 7. Cadde’de buluşur. Aralarında son kalan insanlar olduklarını düşünenler vardır. Işık niyetine sadece bir jeneratörleri vardır. İnsan siluetleri şeklindeki karanlık gölgeler giderek yaklaşmaktadır. Brad Anderson’ın Sibirya Ekspresi’nden sonra çektiği bu film, umudun yitirildiği bir dünyada geçen bir kıyamet öyküsü anlatıyor. Başrollerde John Leguizamo, Hayden Christensen ve Thandie Newton var...



51 kopya ile gelen animasyon, Hoodwinked Too! Hood vs. Evil / Kırmızı Başlıklı Kız: Kötülere Karşı'yı Mike Disa yönetmiş. Başkahramanımız Kırmızı, Başlık Kardeşleri isminde gizemli bir gizli örgütün eğitiminde karşımıza çıkar. Fakat çok gizli Sonsuza Dek Mutlu Ajansının başkanı olarak geri dönen Nicky Flippers tarafından acilen göreve çağrılır ve eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalır. Kötü kalpli bir cadı , Hansel ve Gretel adında iki masum çocuğu alıkoymuştur ve Nicky’nin arama – kurtarma görevi için Kırmızı’ya ihtiyacı vardır...



Bir diğer film, 31 kopya ile gelen Devrimden Sonra. Devrimden Sonra, sosyalist devrimin sonrasında Türkiye'de geçen 12 öyküden oluşmakta bu açıdan Türkiye'de sosyalizmi anlatan ilk film olma özelliğini taşıyor. Ülkede yaşanan politik ve sosyal değişimler sıradan vatandaşın hayatına yansımaları ile anlatılıyor. Kamulaşan fabrikalar, herkesin oturduğu evin sahibi olması, ücretsiz hale gelen sağlık, eğitim, ulaşım hizmetleri ve bunları şaşkınlık, sevinç hatta kimi zaman korku ile izleyen bakkal amcalar, emekliler, kiracılar, öğrenciler, işçiler. Kısacası yurttaşlarımızın insanca bir yaşama kavuştuğu bir ülke resmediliyor. Mustafa Kenan Aybastı'nın yönettiği filmde, Fırat Tanış, Mert Fırat ve Şerif Sezer gibi isimler rol alıyor...

20 kopya ile gelen Henry's Crime / Suçlu Kim' i Malcolm Venville yönetmiş. Filmde Henry, hayalleri olmayan, hayatını amaçsızca sürdüren bir adamken bir sabah kendisini bir banka soygunun içinde bulur ve suçu olmadığı halde hapse girer. Bu andan itibaren hayatı tamamen değişecektir çünkü hapiste Max adında bir adam ile tanışacaktır. Başrollerde Keanu Reeves ve James Caan...



15 salonda oynayan Senna, Asif Kapadia'nın yönettiği bir belgesel. 34 yaşında ölümünden önce 3 kez Formula 1 şampiyonluğu elde etmiş Brezilyalı efsanevi yarışçı Ayrton Senna üzerine kurulu bu belgesel, Senna’nın 80’lerin ortasında başladığı Formula 1 kariyerini ve en güçlü düşmanı Fransa Dünya Şampiyonu Alain Prost ile mücadelesini anlatırken siyasetin spora getirdiği zorluklara da değinmekte...

10 salonda oynayan Copacabana / Copacabana: Düğün Hikayesi, Marc Fitoussi'nin yönettiği, Isabelle Huppert'ın başrolde yeraldığı bir Fransız filmi. Babou, hiçbir şeyi önemsemeyen biridir, ancak kızının kendisini düğününe çağırmaya utandığını öğrenince, hayatında bazı değişiklikler yapma kararı alır. Belçika kıyılarında devre mülk satışı işine girer ve örnek çalışan seçilir. Babou, kendi başarısına gölge düşürmeyi becerir. Şimdi kızına, nevi şahsına münhasır bir hediye bulması gerekmektedir...



Son film sadece 9 salonda oynayan yerli film Küçük Günahlar. Filmde Macit Koper, Esra Ruşan ve Berke Özrek başrollerde. Öykü ve romanlarından tanıdığımız yazar Rıza Kıraç’ın ilk uzun metrajlı filmi olan Küçük Günahlar, üçlü bir aşk hikâyesinin ardında kendi vicdani sorunlarını çözemeyen bireylerin, toplumsal sorunlar karşısındaki zayıflığını anlatıyor. Başrolleri, 7 yıl aradan sonra sinemaya dönen Macit Koper, şu sıralar Behzat Ç’de oynayan genç oyuncu Berke Üzrek, tiyatro ve dizilerden tanıdığımız Esra Ruşan paylaşıyor...

0 yorum:

Yorum Gönder