Amazon Prime'da bir süredir gösterimi süren ve hayli iyi izlenme rakamlarına ulaşan The Idea Of You, boşanmış bir çift ile bizi tanıştırarak başlıyor. Adamın, 15 yaşındaki kızını California'nın ünlü festivali Coachella'ya götürmesinin hemen öncesinde başlıyor filmimiz. Sonra adam bunu iptal etmek durumunda kalınca, artık biletler de alınmış olduğu için kızlarını üzmemek için eski eşine, kızıyla gitme teklifinde bulunuyor. Kadın önce sinirlense de kızının mutlu olması için bu teklifi kabul ediyor.
Sonra orada tesadüfi bir şekilde kızının hayran olduğu boyband grubunun solisti ile tanışıyor. Solistin sahnedeyken ona bir şarkı armağan etmesi olayı farklı boyuta taşıyor. Kadın 40 yaşlarında, adamın ise 20'lerinde olduğu bu ilişki bir şekilde kadın karşı başta karlı koysa da başlıyor.
Hikaye gelişiminin gerçekçi olduğunu belirtmek gerek. Kadın direniyor. Ancak sonunda bir şekilde kendini teslim ediyor. Sonrasında bir gün ansızın bu işin yürümeyeceğini düşünüp vazgeçiyor. Sonra yine birleşiyorlar. Sonra engeller tekrar onları ayırıyor vs vs. Ben kendi adıma bir romantik komedi filmi çerçevesinde hikaye gelişimini gerçekçi ve iyi bulduğumu söylemeliyim. Yeri gelmişken aslında romantik komedi diyoruz ancak bu filmin komedi yönü bence çok geride kalıyor. Filmin bana daha ziyade hüzünlü bir aşk hikayesi gibi göründüğünü ve melodramatik sularda gezdiğini söylemeliyim. Melodramatik tonu yıkıp filmi anlamlı bir çerçeveye oturtan yönleri de var tabii. Kadın, yaş farkından dolayı bu aşkı elbette kızı, eski eşi ve tüm çevresinden de gizli yaşamak zorunda hissediyor ve onlara açıklayamıyor. Onların öğrenişi bir magazin haberiyle oluyor ve sosyal medyanın o acımasız, ezici yüzünü özellikle kadın karşısında buluyor.
Daha ziyade komedi filmleri ile bildiğimiz Michael Showalter, özellikle yaş farklı ilişkide kadının büyük olmasının toplumun gözünde nasıl bir sorun olduğunu, erkek aynı yaş farkıyla büyük olsa nasıl hiç de sorun edilmeyebileceğini bize hafif hafif gösteriyor ve filmini bu ayrımcı bakış açısının eleştirisi üzerinden kuruyor. Zira Anne Hathaway'ın oynadığı Solene'in eski eşinin onu kendisinden çok daha genç bir kadınla aldattığını ama üstelik aldatma gibi bir konu da olaya eşlik etmesine rağmen toplum gözünde, bunun Solene'in ilişkisi gibi sorun edilmediğini hissediyoruz. Bence film bu damarı yakalayıp oradan iyi aktıkça güçleniyor.
Bir noktadan sonra olayların çok beklenildik şekilde geliştiğini ve filmin sıradanlaştığını tabii ki söylemek gerek. Bu da filmin vitesi bir türlü arttıramamasına yol açıyor. Buna karşın baştan sona ikili arasındaki kimyayı ve aşk hikayesinin ele alınış biçimini sevdiğimi söylemem gerek. Solene için bu aşk kaçamadığı bir kader oyunu gibi. Boyband grubunun yakışıklı solisti Hayes için ise ergenlikle dolu bir hayattan kaçıp olgun hissetmek gibi. Zira Solene, zeki, sanatla ilgili, güçlü bir kadın. Hayes ise yalnızca 15 yaşına kadar olan genç kızların dinlediği bir grupta müzik yapıyor. Buradaki kişiliğinin gerçek değil sadece imaj olduğunu, kendisinin Hayes ile aynı kişi olmadığını söylüyor bir sahnede Solene'a. Zaman geçtikçe gerçekten böyle olduğunu hissediyoruz. Solene ile ilişkisi ona hem olduğu gibi kabul görme hissi yaşatıyor hem de kendisini daha da olgunlaştırmasını sağlıyor.
The Idea Of You, bence 90'ların romantik komedilerini daha çok hatırlatan ama formülü sosyal medya etkisini de göstererek kısmen günümüze taşımayı başaran, bir şekilde baştan sonra ilgiyle izlenebilen bir film. Eksik-gedik yönlerine rağmen fazlaca beklentiyi yükseltmeden keyifli bir haftasonu seyirliği olarak izlenebilir.
Filme Puanım : 6 / 10
0 yorum:
Yorum Gönder