3 Kasım 2011 Perşembe

Jodaeiye Nader Az Simin / Bir Ayrılık (2011)



İranlı yönetmen Asghar Farhadi, Berlin'den Altın Ayı ile dönen ve sinemalarımızda bir süre önce izleme şansı yakaladığımız filmi Bir Ayrılık'ta, Simin ve Nader çiftinin ayrılık hikayesine, çocukları Temreh'in velayeti meselesini ve evlerine gündeliğe gelen Raziah ve kocası Hodjat'ı da ekleyerek gittikçe derinleşen bir öykü anlatıyor...

Film, yurtdışına gitmek isteyen Simin'in, Alzheimer hastası babası yüzünden yurtdışına çıkmayı istemeyen kocası Nader'den ayrılmak istemesiyle başlıyor. Çocuklarının velayeti meselesi de devreye giriyor. Hatta sonra iş gittikçe sarpa sarıyor ve başlangıçta tamamen Simin'i kocasına ve çocuğuna haksızlık etmekle suçlayacak durumdaki seyircinin de kafası karışmaya başlıyor. Evlerine gündeliğe gelen kadın ve kocasının da öyküye bir şekilde dahil olmalarıyla, işler iyice karışıyor...

Yönetmen Farhadi, öyküsünü sessiz ve sakince anlatmakta kararlı. İzleyiciyi, tam da yargıcın bulunduğu noktaya koyuyor aslında ve öyküyü herkesin tarafından, sakin bir tonda anlatıyor. Tam bir açık bulup da karakterlerin birisine, 'en büyük sorumlu bu' diyecek bir noktaya geldiğimizde önümüze yeni bilgiler sunuyor. İş ilerledikçe görüyoruz ki ne bizim vereceğimiz bir kararın 'haklı' olma şansı var, ne yargının vereceği kararın. Hatta finalde gelinen noktada işler tam bir şekilde herkes için rayına oturacakken bu kez 'din ve ahlak' meseleleri ortaya çıkıyor ve yargının sağlayamadığı adaleti hiç değilse onların sağlaması beklenirken herşeyi alaşağı ediyorlar....



Farhadi,aslında bir açıdan Kurosawa'nın Rashomon'da yaptığına benzer şekilde öyküye herkesin tarafından bakıyor. Empati kurarak hepsinin haklı olduğu yönleri de görmemizi istiyor. Son noktada da böylesine kirlenmiş bir noktada 'hak' ve 'adalet' kavramlarının da bütünüyle anlamını yitirdiğini görmemizi istiyor. Finalde Temreh anne ve babası arasında seçim yapacakken bizim için artık herşey bitmiş, anlatılması gereken anlatılmış oluyor. Anaakım sinemanın çoğu kez yaptığı 'sonuç' ile ilgilenme olayına bulaşmıyor. Sonuçta finalde geldiğimiz noktada artık biliyoruz ki Temreh kimi seçerse seçsin, hak yerini bulmayacak, adalet sağlanmayacak. Adalet, din, ahlak, gibi kavramların hepsinin birden sıkıştığı bir öykü üzerinden gidiyor derdini en iyi şekilde anlatabilmek için. Bu noktaya gelene kadar elbette sınıf farklılığı meselesine de değinmeden geçmiyor. Yargı ile olan işlerde, gündelikçi Raziah ve kocasının önünün adalet sistemi tarafından nasıl kocaman bir duvarla kapatıldığına, daha güçlü olan tarafın nasıl daha inandırıcı olabildiğine de tanık oluyoruz...

Farhadi'nin filmi gerçekten akıldan kolay çıkacak cinsten değil. Üstelik Farhadi'nin yönetmenlik biçimi de takdire şayan. Film, hiç kasmadan, sanatsal ya da deneysel olmaya falan da çalışmadan kendi ritmini bulup bir şekilde kolayca akıp gidiyor. Bir Ayrılık, herşeyiyle yılın ilgiye değer işlerinden biri...

Filmin Notu : 7,5 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder