20 Şubat 2011 Pazar

The King's Speech / Zoraki Kral (2010)



Tom Hooper'ın yönettiği, ödül mevsiminin iddialı filmi The King's Speech, bu hafta vizyona girdi. Film, kraliyet makamına içeriden ve insani boyutlardan bakmayı tercih edişiyle dikkat çekiyor...

Babasının ölümü ve ağabeyinin de Amerikalı Wallis Simpson ile birlikte olmak için krallık makamından vazgeçmesi üzerine krallık makamı George'un başına kalıyor. İstemeye istemeye tahta geçiyor adam. Çünkü son derece insanı eksiklikleri var. Utangaç, sıkılgan ve en önemlisi kekemelik sorunu çekiyor. Daha filmin en başında, prensken yaptığı konuşma öncesindeki kare filmin tüm ruhunu ortaya koyuyor. Ortada son derece insani bir durum var. Krallık, mevki, rütbe kavramlarını aşan tümüyle insani bir durum...

Tom Hooper, aslında öykünün tümüyle hakim olup sürüklediği hissiyatı veren bu filmde, çok başarılı bir yönetmenlik sergiliyor. Farklı kadrajlarıyla kimi anları unutulmaz kılıyor. Nasıl giriş sahnesi filmin bütün ruhunu özetleyen bir bölümse, 'Bertie' nin çocukluğuyle ilgili anılarını, Geoffrey Rush'ın oynadığı konuşma terapistine anlattığı sahne de onun sorunlarının kökenine indiğimiz anı oluşturuyor. Bu anı mükemmel şekilde resmeden Hooper, 'kral'ın son derece insani 'acı' larının başlangıcına bizi götürmeyi beceriyor. Filmin bütününde son derece başarılı olan Geoffrey Rush, bu sahnede özellikle devleşiyor. En iyi erkek oyuncu Oscar'ını bir mucize olmazsa kazanacak olan Colin Firth için ise fazlaca söze gerek yok. Zor sayılacak bir rolün altından başarıyla kalkan aktör, perdedeki tüm Colin Firth karakterlerini bize adeta unutturarak, o kral olduğuna bizi inandırıyor. Tek kelimeyle olağanüstü...



Filmin kimi yerlerde fazlaca tartışılan finali ise bence yine son derece insani. 'Bir krala övgü', 'sistemi yüceltme gösterisi' gibi tercihlerden gayet uzak. Elbette ki sorunlu bir adamın sorunlarından sıyrılarak ayakta durması durumu klişe gibi görünebilir ama sözkonusu adamın bir kral olduğunu düşündüğümüzde, filmin perdede çok sık göremeyeceğimiz anları bize yaşattığı açıkça farkediliyor...

Mükemmel iki oyuncunun karşılıklı gösterisi, bir kraldan son derece insani bir portre çıkartmakta hiç zorlanmayan bir yönetmenlik gibi kolay bulunmayacak şeylerden mahrum kalmamak için ülkemizde bu hafta gösterime giren bu filmi kaçırmamak gerekiyor. Sezonun önemli işlerinden biri olduğunu belirtmeye sanırım gerek yok...


Filmin Notu : 7,5 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder