10 Haziran 2010 Perşembe

The Hedgehog / Yaşamaya Değer (2009)



Geçtiğimiz hafta gösterime giren, The Hedgehog / Yaşamaya Değer, vizyonun durgunlaşmaya başladığı şu günlerde, sinemaseverlerin kaçırmaması gereken, ilgi çekici bir yapım...

11 yaşında, 'entellektüel' ufaklığımız Paloma, sürekli bir 'koşuşturmaca' ve 'mutsuzluk' olarak gördüğü yaşamdan umudunu kesmiş, bıkkın bir kız. 12. yaşgününde intihar etmeyi kafaya koyuyor. 'Ölüm günü' hızla yaklaşırken, son günlerinde 'ilginç' komşularıyla yakınlaşmaya başlıyor. Yalnız yaşayan apartman görevlisi Renee Michel ve apartmana yeni taşınan Japon komşuları Kakuro Ozu ile olan ilişkileri, hayatını tekrar gözden geçirmesine sebep olabilecek midir peki?

Özellikle yaz aylarının gelmesiyle vizyon hayli durgunalaşıyor. Aslında bu durgunluğun güzel yanı da daha önce vizyon yüzü görme şansını yakalayamamış, bütçe olarak 'küçük' ama sinemasal anlamda 'büyük' filmlerin karşımıza çıkabilmesi. Yaşamaya Değer de bu sürprizlerin en güzellerinden birisi aslında. Henüz 29 yaşındaki genç bayan yönetmen Mona Achache'nin bu ilk filmi bir roman uyarlaması. Hiçbir anında bir 'ilk film' olduğunu hissettirmeyecek kadar incelikli bir yapım bu. Filmin, günlük yaşamdan incelikli insan ilişkileri saptamaları, hayli başarılı. Birisi, bir şekilde 'yalnız' kalmış, taraflarından 'ötekileştirildiği'insanlardan elini eteğini çekip, kendine evinin kapıları arkasında 'gizli' bir dünya kurmuş, birisi umudunu yitirmeden yalnız ama kendine güvenli bir şekilde yoluna devam eden, birisi daha yolun başında, karşısına geçip kendisine 'sıkıcı' abi ya da abla nasihatları veremeyeceğiniz kadar hayatın farkına varmış ve ümitsizleşmiş, daha doğrusu hayatın 'anlamsızlığına' karar vermiş üç karakter etrafında şekilleniyor film...



Üç yaralı karakter, bir şekilde birbirlerinin hayatlarına etki ediyorlar. Yönetmen bu noktada, işi sıkıcı ve klişe bir roman uyarlaması anlatımı tarzına vardırmıyor. Yerinde müdahalelerle filminin sinemasal anlatımını korumasını sağlıyor. Bunu yaparken unutulmaz kareler yakalamayı da başarıyor. Örneğin Paloma'nın Bayan Michel'in 'gizli' hayatı hakkında yaptığı 'el işi' nin verildiği sahne ya da finaldeki 'sürpriz' sahne. Finaldeki bu bölümü de filme zarar vermeyecek şekilde oluşturmayı başarıyor yönetmen. Tıpkı hayattaki gibi, bu filmde de 'herşey yoluna girdi işte' derken kader 'kötü' sürprizlerinden birini karşımıza çıkarabiliyor bir anda...

Yaşamaya Değer ya da orjinal ismininin doğru çevirisiyle 'Kirpi' çok iyi bir film. Yaz sıcaklarının gelmeye başladığı şu günlerde, kendi halinde, hayatın içinden, umut ve hüzünün bir arada yürüdüğü, sürükleyici ve etkileyici bir film görmek istiyorsanız kaçırmamanız tavsiye edilir...

Filmin Notu : 3 / 4

IMDB Sayfası

0 yorum:

Yorum Gönder