20 Nisan 2010 Salı
Ejder Kapanı (2010)
Uğur Yücel'in yönetmen olarak imza attığı 3. film, Ejder Kapanı, temel olarak bir seri katil filmi şablonunu takip ediyor...
Öncelikle Uğur Yücel'in yaratmayı denediği atmosfer görsel açıdan oldukça başarılı. Film, sinemamızda pek alışık olmadığımız tipte bir seri katil öyküsünü takip ediyor ve bu açıdan da yeni diyebileceğimiz topraklara giriyor. Bu açıdan, ortaya çıkan filmin kendi içinde yeterince orjinallik barındırdığını belirtmek gerek. Ayrıca Uğur Yücel'in de yönetmenlik performansı açısından yine bir sıkıntısı yok. Hızlı kurgusu ve temposuyla filmini baştan sona sürükleyici ve renkli hale getirmeyi başarıyor. Araştırma sırasında, cinayetlerle karşılaşılan sahneler oldukça tatminkar gözüküyor...
Gelgelelim, filmin temel problemi senaryo ve öykü anlamında ortaya çıkıyor yazık ki. Bir kere, öykü şablonu, bir polisiyesever için oldukça yavan kalıyor. Örneğin filmin büyük bölümünü kapsayan araştırma bölümlerinde kahramanlarımız baştan sona pek birşey keşfetmiyor, bir yerden bir yere gelmiyorlar. En sonunda, Uğur Yücel'in bizzat kendisinin oynadığı emekliliğin sınırındaki polis karakteri bir gece oturup, 'ben bu işi bu gece çözerim' tarzıyla olayı çözüveriyor. Ejderha sembolü ya da olay yerindeki bir bıçak gibi ufak ipuçları ise oldukça eksik ve kuru kalıyor bu anlamda...
Çözümleme aşamasının sonları geldikçe film, bu yüzden düşüşe geçmeye başlıyor. Ancak final bölümünün filmi tekrar yükselttiğinin altını çizmek gerekir. Uğur Yücel, sürprizin ortaya çıkmasının ardından mütevazi ve inandırıcı bir finali tercih etmiş ki sonuç gerçekten etkileyici...
Ejder Kapanı'nın tam olarak memnuniyet verici bir filme dönüşememesi gerçekten üzücü. Bu anlamda 'direkten dönmüş' bir iş gibi gözükse bile sonuç olarak bakınca film, ilgi çekmek için yeterli orjinallik barındırıyor ve yılın izlenmesi gereken yerli yapımlarından biri haline gelmeyi başarıyor...
Filmin Notu : 3 / 4
IMDB Sayfası
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder