4 Kasım 2009 Çarşamba
The Soloist (2009)
Son yılların en yetenekli genç yönetmenlerinden Joe Wright,yeni filmi The Soloist ile karşımızda...
Aslına bakılırsa,film ilk bakışta tipik bir 'Oscar' filmi portresi çiziyor.Sokaklarda yaşayan bir müzisyen ve ona yardım eden bir gazeteci...Ancak film ilerledikçe,gerek senaryo anlamında,gerekse görsel anlamda filmin hiç de o noktalara doğru kaymadığı gözlemleniyor...
Üniversitedeyken,senfoni orkestrasında da çalma şansını yakalayan Nathaniel Ayers'ın bu sıralarda ruh sağlığı bozulmaya ve gaipten sesler duymaya başlar.Bunun sonucunda kendini orkestranın dışında bulur.Zaten herşeyden uzaklaşmaya başlamıştır.Evi de terkeder ve sokaklarda yaşamaya başlar.Film,gazeteci Steve Lopez'in,Nathaniel Ayers'le tanışmasından sonraki sürece odaklanıyor.Lopez,bugüne kadar başarıyı yakalayamamış,artık hevesini de kaybetmiş,biryerde,sadece hayatını devam ettirebilmek için LA Times'da yazan bir köşe yazarıdır.Nathaniel'le karşılaştıktan sonra onun sokaklardaki bu hayatı ve müzik dehasından çok etkilenir ve onunla ilgili bir yazı yazmaya başlar.Zaman geçtikçe onunla daha fazla ilgilenmeye başlar.Bir noktadan sonra amacının yazı yazmaktan bile önce ona yardım etmeye çalışmak olduğunu anlarız.Ona,en yakınında gördüğü 'kayıp' bir adama yardım ederek,hayattaki kendi eksikliğini doldurabilecek ve huzurlu hissedebilecektir belki de...
Özellikle senaryo anlamında,duygusal patlamalardan tamamen uzak durmayı başararak,filmini kendi tonunda,sona kadar taşıyor Joe Wright.Ayrıca,üst tabakadan bir adamın,bir gazete yazarının,kendisini Nathaniel ile ilgilenirken,birsürü evsizin dünyasının ortasında bulduğu bölümlerde,sade ama oldukça etkileyici kareler yakalamayı da başarıyor.Nathaniel'in geçmişiyle ilgili kısımlar ise parçalar halinde filmin içine başarılı bir şekilde yedirilmiş.Bu kısımlarla ilgili önemli bir tercih de,Ayers'in ruh sağlığının bozuluşunun somut,elle tutulabilir sebeplere bağlanılmaya çalışılmaması.O tarihe kadar,öğrenci olan Ayers,belki de kendisini ilk kez sorumluluk altında ve kalabalık bir gruptan oluşan orkestrada,sosyal bir ortamda bulmuşken belirtilerin ortaya çıkışının verilmesi de olumlu bir tercih olmuş....
Pride And Prejudice'ın ardından Atonement gibi,mükemmel bir yönetmenlikle süslenmiş bir filme imza atarak zirve yapan Joe Wright'ı,ilk bakışta fazlaca Oscar filmi gibi duran böyle bir filmde görmek önce şaşırtıcı geliyorsa da,film izlenildikten sonra niye bu filme giriştiği anlaşılabiliyor.ABD'deki ilk filminde de yönetmen,kendine has sinema duygusunu korumayı başarmış.
Oyunculara da bir paragraf açarsak,Jamie Foxx,Ayers rolünde,Robert Downey Jr. da Steve Lopez rolünde oldukça etkileyici performanslar çizmeyi başarıyorlar ve filme önemli katkı yapıyorlar..
Oscar iddiası demişken,stüdyo da bu filmden Oscar anlamında çok da memnun kalmamış olsa gerek ki daha yılın başında bu filmi vizyona soktular ve hatta ABD'de DVD'si bile şimdiden çıktı.Stüdyonun,sonuçtan çok memnun kalmadığı ve Oscar yolunda filmden ümidi keser gibi oldukları aşikar kanımca.Bu,Joe Wright'ın onların beklediği gibi bir film ortaya çıkarmamasından kaynaklanıyor olabilir.Filmin,önümüzdeki dönemde Türkiye'de vizyona gireceği ile ilgili bir bilgi yok ortada ama umarım bizde de vizyon yüzü görür...
Filmin Notu : 3 / 4
The Soloist - IMDB Sayfası
Joe Wright - IMDB Sayfası
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder