18 Kasım 2009 Çarşamba
Pandora'nın Kutusu (2008)
Yeşim Ustaoğlu'nun,2008 San Sebastian Film Festivali'nde Altın İstiridye sahibi olan filmi Pandora'nın Kutusu'nu yeni izleyebildim.Tabii sorun bende değil,vizyonda olduğu süre içerisinde buralara uğramadı.Her neyse...
İkisi kız,biri erkek üç kardeş,Karadeniz'de yaşayan annelerinin kaybolduğu haberini alınca biraraya gelirler ve onu bulmak için yola koyulurlar...
Üç kardeşten en büyüğü olan Nesrin,oğlu Murat'ı,sürekli kontrol altında tutmak isteyen,bu şekilde hem onun hayatını hem kendi hayatını buhrana sürüklediğinin farkına varamayan,kocasıyla ilişkisinde sorunlar yaşayan bir kadın.Ortanca kız Güzin,iş yaşamındaki boğucu sıkıcılığının yanında bir de yüzeysel ve bağlanma zorunluluğu hissettiği bir aşk ilişkisiyle başa çıkmaya çalışıyor.Küçük kardeş Mehmet ise,hayattan adeta tüm umudunu kesmiş,parçası olmak istemediği sisteme karşı,kendini evine kapatmış,çalışmayan,herhangi bir beklentisi olmayan bir kişilik...
Bu üç kardeş,biraraya geldiklerinde daha annelerini aramak üzere yola yeni çıkmışlar iken sorunlar başlıyor.Asıl problemler ise bir şekilde annelerini bulup,şehre getirmelerinden sonra başlıyor.Bu ilk kısımlarda Yeşim Ustaoğlu'nun karakterlerini, incelikle bize sunduğunu,filmin devamının izlenilirliği için ciddi bir ortam hazırladığının hakkını vermek gerekir.
Kent yaşamı içinde kendi sorunlarıyla boğuşmaktan hiçbirşeye vakti olmayan bu kardeşler için Alzheimerlı anneye bakma görevini üstlenmek çok zor oluyor.Anneleriyle geçmişlerinde yaşadıkları sorunlar da film ilerledikçe hafiften gün yüzüne çıkıyor.Zaten daha başlangıçta,Mehmet'in kızkardeşlerinden yeni öğrendiği anda,babalarının annesinin dırdırıyla başa çıkamayıp çareyi evden kaçıp,dağlara gitmekte bulduğunu öğreniyoruz.Tam olarak ayrıntıları öğrenemesek bile,annenin zaman zaman hafızasında canlananlarla kurduğu birkaç yarım cümle ve çocukların cevaplarıyla geçmişe dair bazı şeyler öğreniyoruz.Ortanca kardeş Güzin'in,annesinin hiçbir zaman kendisini sevmediğini söylemesi,annenin Mehmet'e,hayata ve kendisine sırtını döndüğü için ona olan kızgınlığı gibi...
Tüm bunların arasında Murat'ın yaşamına da tanık oluyoruz.Çareyi evden kaçmakta bulduğunda soluğu dayısı Mehmet'in yanında alışını görüyoruz.Kendini,büyüklerinden en çok ona yakın buluyor belli ki.Öyle ya,Mehmet hiç değilse bu yaşamın tamamın dışında kalmayı seçmiş biri.Sistemin gerektirdiği 'sahte'liklerden tamamen uzak.Annelerinin sırayla kardeşlerde kalmasıyla,kardeşlerin özel hayatındaki ayrıntılara birer birer tanık oluyoruz ve tabii sonunda kadına bakma görevine daha fazla katlanamayışlarına da...
Zamanla Murat'ın anneannesine daha da yakınlaşmasını izliyoruz.Çünkü anneannesinin gerçek bir 'hedefi' var ki bu hedef Murat'ı derinden etkiliyor.Çevresindekilerin yaşama amaçlarını herhangi bir şablona oturtamamış,bu yaşamın içinde bir yer göremiyor kendisine ve bir çıkış arıyor.Anneannesinin gidip gelen hafızasına rağmen bu kararlılığı onu çok etkiliyor ve ona yardımcı olmak istiyor.Önce köyüne dönmesine,sonra da asıl 'hedef'ini gerçekleştirmesine...
Yeşim Ustaoğlu,önceki filmlerine göre hikayenin politik tarafına oranla 'insani' kısımlarını daha fazla ön plana çıkartmış.Diğer filmlerinin insancıl olmadığı anlamına gelmiyor bu elbette ama bu film 'politik' yanının gücünü tamamen günümüz kent yaşamına dair inandırıcı insan portreleri ve ilişkileri üzerinden sağladığından diğer tüm filmlerinin üzerine çıkmayı başarıyor..
Anne rolündeki Fransız oyuncu Tsilla Chelton,mükemmel bir performansla hayat veriyor karaktere.Diğer oyuncuların da hemen tamamı başarılı performanslar çıkarıyorlar.
Anne karakterinin,Alzheimerı üzerinden modernleşme sürecinin ve kapitalizmin,birçok değeri unutturduğu bir ülkeye dair insan portreleri izliyoruz film boyunca.Tüm hüznü ve verdiği sıkışmışlık hissine rağmen,finalde Murat karakteri üzerinden bir 'umut ışığı' yakmayı da ihmal etmiyor Ustaoğlu...
Özellikle anne karakterinin kente gelmesinden sonra,çocuklarda kaldığı kısımlardaki,biraz uzatılmış ya da zorlama denebilecek bazı sahneleri saymazsak Pandora'nın Kutusu oldukça başarılı bir iş.Benim gibi vizyonda elinde olarak ya da olmadan ıskalamış herkes 'ev' lerde yerini alabildiği şu günlerde kaçırmamalı...
Filmin Notu : 3 / 4
IMDB Sayfası
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder