24 Mart 2019 Pazar

Us / Biz (2019)




      İlk filmi Get Out (Kapan) ile tüm dikkatleri üzerine çeken yönetmen Jordan Peele’in yeni filmi  Us (Biz) dünya ile aynı anda ülkemizde de bu hafta vizyon şansı buldu.


     Us,  80’li yıllarda geçen bir eğlence parkı sahnesiyle açılıyor. Ailesi ile birlikte bir eğlence parkında eğlenmekte olan küçük bir kız,  ailesinden uzaklaşıp içeride komik aynaların bulunduğu labirentimsi bir mekana giriyor ve içeride kendisinin birebir kopyası ile karşılaşıyor. Daha sonra günümüze geçiyoruz ve iki çocuklu bir aile ile tanışıyoruz. Anne ve baba, iki çocuğunu da alıp sahil kenarında bulunan evlerine eğlenmeye gidiyorlar.  Plajda komşuları ile birlikte geçen bir sahnenin ardından, gece eve döndüklerinde kendilerinin kopyası olan bir ailenin evlerini işgal etmesi ile birlikte ailemizin hayatta kalma savaşı başlıyor.

     Jordan Peele, filmin büyük çoğunluğunu kaçma-kovalamaca ve ailenin hayatta kalma savaşı üzerine kuruyor. Filmin bütününde mükemmele yakın bir yönetmenlik gösterdiği söylenebilir. En başta, 80’lerde geçen lunapark sahnesi ve hemen peşinden gelen plaj sahnesi mükemmel. Baş karakter Adelaide’in huzursuzluğunu ve ortamdaki tekinsizliği bizlere hissettiren yönetmen neredeyse hiçbir korku figürü göstermeden izleyiciyi diken üstünde tutmayı başarıyor. Kopya ailenin ortaya çıkmasının ardından gelen bölümlerde de gerilim ve tekinsizlik devam ediyor. Aynı gerilimin filmin sonuna kadar hemen hemen hiç kesintisiz sürdüğü söylenebilir. Seyirciyi en başından yakalayan Us, bitişe kadar ilgiyi ayakta tutmayı başarıyor.

      İşin öykü kısmına gelirsek, Jordan Peele’in önceki filmi Get Out (Kapan)  kadar sağlam bir işle karşı karşıya olmadığımızı söylemek gerekiyor. Kapan, izleyen hemen herkesin yorumlarken birbirine benzer cümleler kurabileceği, daha net fikir ve alt metinlere sahip bir filmdi. Herşeyden önce ırkçılık gibi daha net bir konu üzerinden şekilleniyor ve izleyicisini yakalıyordu. Biz’in  öykü ve öykünün içerdiği anlam açısından aynı netliğe sahip olduğu söylenemez. Bu belirsizlik filmin bütünü açısından bakıldığında sonlara doğru getirilen birkaç açıklama ile kısmen yok olsa da filmin farklı okumalara açık hali ortada duruyor. Semboller üzerinden filme uzayıp giden farklı okumalar getirilebilir. Örneğin giriş jeneriğindeki yakın plan tavşan görüntüsünün olduğu sahnede yavaş yavaş kameranın genişleyen açıya geçmesiyle birlikte önce tavşanın kafeste olduğunu anlamamız, daha sonra ise yavaş yavaş onlarca kafesteki tavşanın daha kadraja girmesi gibi. Filmin bütününü gördükten sonra söz konusu sahnenin, hem “bakış açısı”nın göreceliliği ile ilgili filmin sonunda gelinen noktayı desteklediğini söyleyebiliriz, hem de kafeste hapis olmuş onlarca tavşan ile kopya insanlar arasında kurulan bağdan söz edebiliriz.


  


      Bunun dışında baş karakterlerin komşularının evine, kopyalarının geldiği sahnenin de filmin ruhunu anlama açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Lüks evlerinde Amerikan rüyasını yaşamakta olan ailenin eğlence ve maddiyat üzerine “havalı” muhabbetleri aniden içeri giren “ötekiler” tarafından kesiliyor ve sahnenin sonunda bir anlamda aniden“herşeylerini” kaybediyorlar. Kaldı ki ana ailemizin babası Gabe’in komşularının teknesi ve evi ile ilgili söylediklerini, onları ve sahip olduklarını içten içe kıskanmasını onlarla yarış halinde olmasını düşündüğümüzde de bu “ötekiler”in, özendiklerinin yerine geçip herşeyine sahip olma isteği önem kazanıyor.

       Aslında sürprizleri ele vermeden hakkında detaylı konuşmanın zor olduğu bir film. Us (Biz). Sondaki sürprizle birlikte hikaye yön değiştiriyor ve belirttiğim ötekiler ya da kopyalar ile ilgili mevzular da daha net görülür ya da anlaşılabilir bir hal almaya başlıyor. Bu anlamda sürpriz finali de sevdiğimi söyleyebilirim. Bunun dışında belirttiğim gibi, Biz’in, Kapan gibi öykü ve net alt metinler üzerine değil semboller üzerine kurulu bir anlatımı olduğundan söz edebilirim. Sevmediğim tek tarafı olarak, aslında final itibarı ile yine net fikirlerle karşımıza çıkan bir film haline dönüşür gibi olmasına rağmen, alt metinler ve semboller itibarı ile biraz muğlak kalmasını söyleyebilirim. Bu anlamda Biz, biraz daha, ne istersek onu görebileceğimiz, çıkardığımız sonuçların ya da vardığımız fikirlerin netliğinden emin olamadığımız bir film gibi duruyor.

     Buna karşın Us (Biz), yeterince orjinal ve ilgiye fazlasıyla değen bir film. Baştan sona ilgimi bir an olsun kaybetmeden izlediğimi söyleyebilirim. Jordan Peele’in bu filmle birlikte son dönemin en ilgiye değen yönetmenleri arasında yerini benim açımdan sağlamlaştırdığını söyleyebilirim. Korku/gerilim sahneleri çekme açısından bu kadar başarılı olmasının yanında dramatik yapıya, alt metinlere, filminin söylediklerine de önem veren bir yönetmen olarak kendine has bir isim haline geldiğini de vurguamak gerek.

       Filme Puanım :   7 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder