1 Nisan 2019 Pazartesi

Durante La Tormenta / Fırtına Anı (2018)


     




     Netflix’te gösterim sunulan İspanyol yapımı Durante La Tormenta / Fırtına Anı, zamanda  yolculuk temalı bir hikaye anlatıyor.


      Film, 1989 yılında Berlin Duvarı’nın yeni yıkıldığı günlerde başlıyor. Annesi evden ayrılan küçük bir çocuk gitar çalarak evde vakit geçirirken karşı komşusunun dairesinde tuhaf birşeyler olduğunun farkına varıyor ve oraya gidiyor. Bir cinayet işlendiğine tanık olan küçük çocuk, eli bıçaklı komşusundan kaçarken kendisine bir arabanın çarpmasıyla ölüyor. Bundan 25 yıl sonrasına gidiyor ve bir hastanede hemşire olarak çalışan, David isimli eşiyle mutlu bir evliliği ve küçük bir kızı olan Vera ile tanışıyoruz. Yeni taşındıkları evlerinde eski sahiplerinden kalma video kasetler bulan aile yavaş yavaş kendini tuhaflıklar içinde bulmaya başlıyor. TV ekranında beliren analog yayınla eski görüntülere tanık olmaya başlayan Vera, karşı  komşularından, daha önce komşusunun evde yaşayan kardeşi ile ilgili bilgi alıyor ve en sonunda 25 yıl önce kaza geçiren bu çocukla kendi TV ekranından iletişim kurabildiğini anlıyor ve çocuğun isminin Nico olduğunu öğreniyor. Çocuğu ikaz ederek kazanın önüne geçen Vera, ertesi sabah uyandığında kendisini bambaşka ve yeni bir hayatın içinde buluyor.

     Zamanda yolculuğun yapıldığı, geçmişe giderek olanların değiştirildiği ve sonrasında tüm tarihin ona göre şekillendiği öyküler sinemanın sıkça el attığı öykülerdir. Fırtına Anı da bunlara bir yenisini ekliyor. Geçmişe gidilip değişiklik yapılması ve ardından gelen tüm herşeyin tek bir değişiklikten etkilenmesi yönüyle öykü kurulumu olarak Geleceğe Dönüş serisini örnek aldığı söylenebilir. Ancak öykü gelişiminin farklı yönde olduğunu da belirtmek gerek. Burada Geleceğe Dönüş serisindeki gibi zaman yolculuğunun yaratacağı tehlikeli sonuçlar dışında daha çok işin aile, aşk, ebeveynlik boyutları vurgulanıyor.




    El Cuerpo (Ceset), Contratiempo (Davetsiz Misafir) gibi filmleriyle tanıdığımız genç İspanyol yönetmen Oriol Paulo, sürükleyicilik anlamında önceki işlerinin kesinlikle altında kalmayan bir iş çıkarmış. Baştan sona ilgiyle ve heyecanla izlediğimi özellikle belirtmem gerek. Kimi sahnelerin tasarlanışındaki özen dikkat çekici. Paulo, gerilim yaratma konusunda da maharetli bir yönetmen. Öykünün hakkını fazlasıyla verdiğini ve izleyeni elinde tuttuğunun altını özellikle çizmek gerekir.

    Gelgelelim Fırtına Anı’nın finale gelip noktalandığında bende tam bir memnuniyet hissi yarattığını söyleyemeyeceğim. Bunun sebepleri üzerine düşündüğümde de, özellikle son bölümlerdeki sürpriz gelişmelerin fazla aceleye getirilmesi noktasında buluyorum kendimi. Zira sonda açığa çıkan sürpriz gelişmelerin öyküde bazı mantıksal boşluklar doğurduğunu düşünüyorum. Bunlar neler diye soracak olursanız, sürpriz gelişmeleri ele vermemek adına biraz kapalı konuşursak, özellikle karakterlerin neyi hatırlayıp neyi hatırlamadığı ile ilgili kısımların senaryo boşlukları içerdiğini düşünüyorum. Ayrıca finalin sürpriz için fazlaca bir kasma içerdiğini de düşünüyorum. Finalin, özellikle karakterler ile ilgili kısmının daha başlarda çok kolay tahmin edilebilir olması dolayısıyla ikincil bir sürprizin zorlama bir şekilde hikayeye eklenmeye çalışılmış havası verdiğini de söyleyebilirim.

    Buna karşın belirttiğim gibi baştan sona ilgiyle izlediğim bir film oldu Fırtına Anı.  Seyirciyi öyküye bağlama ve gerilim yaratma konusunda çoğu popüler Avrupa filminin başaramadıklarını da başarıyor. Sadece bu yönüyle bile ilgiye değer bulduğumu vurgulamalıyım.



    Filme Puanım :   6,5 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder