29 Ocak 2011 Cumartesi

I Am Love / Benim Adım Aşk (2009)



Bu yıl En İyi Yabancı Film dalında Altın Küre'ye de aday olan İtalyan filmi I Am Love / Benim Adım Aşk, her bir parçası tutkuyla, ince ince örülmüş bir sinema gösterisi...

Luca Guadagnino'nun yazıp yönettiği film, temelde tekstil fabrikası sahibi, bir İtalyan burjuva ailesinin, küresel sermaye ve kapitalizmin acımasız çarkındaki eriyişini anlatıyor. Ancak bunu, hiç de öyle politik sulara girerek değil direkt aile üyelerinin aşk ilişkileri üzerinden yapıyor. En temel karakter de Tilda Swinton'ın oynadığı ailenin Rus gelini Emma. Ailenin bir nevi 'dışarıdan gelme' üyesi Emma'nın, burjuva yaşamının dışarıdan bakınca şatafatlı ama içeriden bakınca sahte ve bozuk görünen yapısı içerisindeki bıkkınlığının, oğlunun arkadaşı taşralı bir aşçıya aşık olmasının ardından tam anlamıyla günyüzüne çıkışının öyküsünü anlatıyor film...



Aslında ilk bakışta görülebileceği üzere, çok da yeni ya da farklı bir öykü yok ortada. Ancak filmi asıl unutulmaz kılan şey yönetmenliği. Bundan önceki filmlerinde önemli bir başarısı olmayan Guadagnino, bu filminde bir nevi 60'lı ve 70'li yılların Avrupa sinemasının usta sinemacalarının yaptığını günümüze uyarlıyor ve hedefi tam 12'den vuruyor. Filmin her anı sinemasal bir gösteri adeta. Ses bandını kapatıp filmi bir de öyle izleyecek olsak sanki filmi daha da iyi anlarız gibi görünüyor. Günümüz sinemasında çok da alışık olmadığımız kodları kullanmaktan da hiç çekinmiyor yönetmen. Örneğin yemekler. Finale doğru gelen trajediye sebep, Emma'nın o kendine has çorbası. Ya da yine Emma'nın, taşralı aşçının karidesini yediği sahneye dikkat. Aynı şekilde kartpostal gibi görüntüler eşliğinde sunulan mevsimler ve şehirlere de dikkat. Guadagnino, herbir köşesinden metafor fırlayan bir film çekmiş gerçekten. Film, inanılmaz derecede biçimci olmasına rağmen, içeriğin de hiç boş olmamasını sağlıyor bu da elbette. Ayrıca kız ve oğul karakterleri de kendi içlerinde ilginçlik taşıyorlar. Oğulun finaldeki trajedisi, kızın anneye olan bakışının incelikle işlenişi de takdire şayan...

Tilda Swinton, olağanüstü bir performans sergiliyor. İlk bölümlerdeki bıkkın, donuk ifadesinde, ortadan sonra yaşanan dönüşümü yansıtışı mükemmel. Finale doğru gelen trajedi ise filmin dingin dramatik yapısına zarar vermek bir yana olumlu anlamda katkı yapıyor. Final sekansı ise başlı başına muhteşem ve tekrar tekrar izlenesi...

Benim Adım Aşk, gerçekten oldukça sağlam bir film. Şimdiden sezonun en iyilerinden biri olduğunu öngörmek yanlış olmayacaktır. Sinefiller kaçırmasın derim...

Filmin Notu : 8 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder