Aldığı Oscar adaylıkları ile dikkat çeken Edward Berger imzalı Conclave, geçen cuma ülkemizde de gösterime girdi. "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" ile tanınan Edward Berger'in imzasını taşıyan film, mevcut papanın ani ölümü sonrası başlayan yeni papalık seçim sürecini anlatıyor.
Aslında son yıllarda hem kilise hem de papalık ile ilgili çok sayıda film izledik. Hatta bu filmlerin çoğunun ödül törenlerinde boy gösterdiğini de söyleyebiliriz. Conclave'in farkı, direkt bir "seçim süreci filmi" olarak şekillenmesi, tüm alt metinlerini bir kenara koyduğumuzda bile bir anlam ihtiva edebilmesi ve herşeyden bağımsız olarak ortamın tüm ağırlığına rağmen eğlenceli vakit geçirtebiliyor olması. Elbette eğlenceli vakit geçirtiyor olması aynı zamanda derinlikli olmasının önüne geçmiyor.
Film, seçim sürecinin hemen öncesinde, herkesin hafiften gergin olduğu bir ortamda başlıyor. Süreci yönetecek Kardinal Lawrence ve yakın çevresindekilere göre iki aday ağır basıyor. Lawrence ve çevresi bunlardan muhafazakar Tedesco'ya karşı liberal Bellini'ye destek oluyorlar. Ancak seçimin ilk turu yapıldığında Nijeryalı Adeyemi ve Tremblay isimlerinin oylamada ön plana çıktığı görülüyor. Sonraki aşamalarda bu adaylardan Adeyemi'nin geçmişi, Tremblay'ın ise mevcut Papa ölmeden hemen önce yaşadıkları durumların ortaya çıkarılması seçimin sonraki turlarında işlerin hepten karışmasını beraberinde getiriyor. Konsey üyelerinin direkt siyasi kutuplardan birini seçip sığınmaktan yana durmak değil de başka birşeyin arayışında olmaktan yana tavır aldıkları ise ancak final geldiğinde netleşiyor.
İki konuşma sahnesinin bizi filmin kalbine götürdüğünü düşünüyorum : İlki Lawrence'ın konseyin açılışını yaptığı konuşma. Lawrence, "kesinlik" eleştirisi yapıp şüpheyi övdüğü konuşmasında kiliseyi sorgulamaya gidecek yolun önünü direkt olarak açıyor. İkincisi ise tabii ki finale yakın gelen ve seçimin sonucunu direkt belirleyen konuşma. Sürprizi ele vermemek adına konuşmayı kimin yaptığını söylemeyeceğim ama bütün o siyasi kutuplaşmanın üzerindeki bir birlik çağrısının konseyi tümüyle etkilediği sahnenin filmin en önemli anını teşkil ettiği tartışmasız. Tüm bunların dışında seçimden sonra kazanan aday ile ilgili ortaya çıkan gerçek de filmin söylemek istediklerini bir adım öteye taşıyıp filme daha radikal ve dürüst bir tavır kazandırması açısından bence çok önemli.
Conclave şüphesiz diyalog ve karakter ağırlıklı bir film ancak buna rağmen filmin hiç aksamayan ritmi, karanlık ve kasvetli bir ortamda olmamıza rağmen huzur içeren renkleri, tablomsu görselliğinde ciddi bir yönetmenlik başarısı olduğunu da görmezden gelemeyiz. Son olarak oyunculara değinmeden geçemeyeceğim. Filmi tek başına sürükleyebilecek bir performans ile Lawrence karakterinde Ralph Fiennes olağanüstü. Ayrıca Stanley Tucci, Isabella Rossellini başta olmak üzere tüm kadronun çok iyi iş çıkardığını ekleyebiliriz. Conclave / Konsey bence yılın önemli filmlerinden biri olarak anılmayı hak ediyor.
Filme Puanım : 7.5 / 10
0 yorum:
Yorum Gönder