Merakla beklediğimiz yeni Joker filmine nihayet kavuştuk. Yine Todd Phillips'in imzasını taşıyan film, daha çok Arthur Fleck/Joker'in kendi içindeki mücadelesini anlatıyor denilebilir.
Phillips, hikayeyi ilk filmin hemen sonrasından başlatıyor. Zira Arthur Fleck, işlediği suçların ardından en ağır suçluların kaldığı bir psikiyatri kurumu olan Arkham Asylum'da kalmakta. Filmin ilk bölümü bir akıl hastanesi/hapishane draması şeklinde geçmekte. İlerleyen bölümde hikaye daha çok tipik bir mahkeme salonu dramasına dönüşüyor. Filmin önemli bir kısmı da bu şekilde gelişiyor. Bu iki alt türün yanında filme ağırlıkla hakim olan bir diğer tür ise müzikal. Kısmen müzikal kısmen şiddet operası diyebileceğimiz bir ruh aslında ilk filmde de vardı. Ancak çok daha derinlerde kalmakta idi. Bu filmle birlikte Joaquin Phoenix'in sahne enerjisinin verdiği güç ve Lady Gaga'nın da varlığı ile işin müzikal tarafı çok daha görünür bir boyuta geçiriliyor. Hatta filmin ana türü haline dönüşüyor denilebilir. Sosyal medya tartışmaları ya da filmle ilgili kritiklere baktığımda filmin müzikal boyutunun fazlaca tartışıldığını görüyorum. Yönetmen müzikal sahnelerde gerçekçi bir üslup kullanmayı tercih etmiş. Alışılageldik müzikallerdeki gibi şatafatlı, herşeyin durup bir anda başka bir boyuta geçildiği tarzda sahneler değil bunlar. Kendi adıma müzikal sahnelerinin filme çok olumlu bir katkı yaptığı kanısında değilim. Filmin müzikal boyutu maalesef "olmasa da olur" havasında geçiyor. Filmi ve hikayeyi gereksiz uzatarak eğreti duran bir havadan çıkılamıyor.
Joker : İkili Delilik, ilk filmin başarılı olmuş formülünü alıp benzer bir hikaye ve ardı ardına aksiyon sahneleri ile süsleyen klasik bir devam filmi formatından uzak bir iş. Todd Phillips bu anlamda ilk filmdeki cesur tavrını sürdürüyor denilebilir. Karakterini ve onun ruhundaki karanlığı derinlemeye analiz etmeye çalışan bir film bu. Hikaye ilerledikçe, özellikle de sonlara doğru gelen mahkeme sahnesinde Arthur Fleck'in insanların Joker'e olan hayranlıklarından da hiç hazzetmediğini, içindeki kötülükle savaşıp onu öldürmek, düzelmek, normale dönmek için büyük bir istek duyduğunu da hissediyoruz. İkinci filmde Fleck'in temel motivasyonu hiç şüphesiz aşk. Harleen "Lee" Quinn ile tanışması ile birlikte, filmin başlarında onda gördüğümüz yaşama karşı isteksizlik, hissizlik kayboluyor ve bir nevi yeniden doğuyor. Ancak sonlara doğru yaşadığı ikilem ile birlikte aşkın da ona aradığı huzuru tam manası ile getiremeyeceğini görüyoruz. Buradaki temel sebep de Lee'nin aşık olduğu kişinin Arthur Fleck değil Joker olduğunu görmesi oluyor. Lee onu tamamen Joker olarak görüyor. Oysa iyileşmeye karar verdiğinde Arthur Fleck olarak kabul görmeye çok büyük bir ihtiyaç duyduğunu hissediyoruz. Dolayısı ile insanların Joker olarak kendisine duydukları sevgi onun için hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü içsel manada büyük bir savaş verdiğini hissediyoruz.
Hikayenin en son noktada geldiği sürpriz sona bakıldığında serinin geleceğini merak ettirdiğini söyleyebilirim. Yönetmen Todd Phillips şimdilik üçüncü bir Joker filmi çekmeyeceğini söylese de serinin kaderini zaman gösterecek. Joaquin Phoenix'in performansının bir kez daha mükemmel olduğunu düşünüyorum. Lady Gaga'nın geçmişi hakkında çok az şey bildiğimiz Harleen "Lee" Quinn karakterinde elinde geleni yaptığını düşünüyorum. Ancak karakter çok derinlikli yazılmış bir karakter değil. Yan rollerde Brendan Gleeson, Catherine Keener, Steve Coogan gibi usta isimleri gördüğümüzü de belirteyim. Ayrıca ilk filmin akılda kalıcı karakteri, Fleck'in cüce arkadaşı Puddles'ın göründüğü sahnede filme derinlik getirdiğini de belirtmeliyim.
Joker : İkili Delilik, yönetmen Todd Phillips'in yine orijinal bir iş ortaya koyabilme konusundaki tüm çabasına rağmen bence ilk filmin sürükleyiciliği ve kendi içinde doğal bir şekilde derinleşip gidebilen halinin yanından geçemiyor. Filmin derinleşmek ve başarılı karanlık, kasvetli bir drama olabilmek için kendisini kasan bir havası var. Oysa ortadaki hikaye maalesef böyle bir derinliğe sahip değil. Fleck'in kendi içindeki mücadelenin ortaya çıktığı son bölümler filme belli bir çıtayı atlatıyor ve dikkate değer bir film olmasını sağlıyor. Ancak oraya kadar özellikle ilk 1,5 saatte film çok fazla tekrara düşüyor ve bir türlü gelişemiyor. Hastane/hapishane draması ve mahkeme draması türleri açısından da orijinal bir sonucun olmadığını düşünüyorum. Filmin görsel dünyasının ilk filmdeki gibi çok başarılı kurulduğunu belirtelim. Belirttiğimiz alt türlerin her birinde farklı tonlarına ağırlıkta olduğu güçlü bir görsel yapı kuruluyor.
Genel toplamda Joker : İkili Delilik ilk filmin hayranlık duyduğum havasının çok uzağında olsa da kendi içinde tutarlı ve orijinal olmaya çalışan bir devam filmi.
Filme Puanım : 6,5 / 10
0 yorum:
Yorum Gönder