Kutluğ Ataman’ın Altın Portakal ödüllü son filmi Kuzu, uzun bir ertelenme sürecinden
sonra nihayet vizyona girebildi. Film, Erzincan’ın
bir köyünde geçen farklı bir öykü anlatıyor...
Köyün fakir ailelerinden birinin hanımı olan Medine, oğlu
Mert’in sünneti için büyük bir eğlence planlamaktadır. Bunun için de tandırda pişirmek üzere bir
kuzuya ihtiyaçları vardır. Bu konuda umursamaz bir tavır içerisinde olann
babası İsmail ise şehre gelen şarkıcıya kendine kaptırır. Bu sırada Mert ise
eğer kuzu bulamazlarsa babasının kendisini keseceğini ona söyleyen ablası
Vicdan’dan etkilenerek kendisini kurtarmak için bir kuzu aramaya başlamıştır...
Kuzu’nun herşeyden önce, bir yandan çok tanıdık gelen ama
aslında oldukça orjinal bir öyküsü var. Kutluğ Ataman, öykünün içerisine
bilindik klişeleri de başarıyla yediriyor. Bu klişeleri filmin tonunu bir anda
değiştirecek şekilde vererek filmin bayağılaşmasının önüne de geçmesini
biliyor. Örneğin özellikle ortadan sonra öykü acıklı bir noktaya doğru yol alır
gibi alıyor. Ama Ataman’ın yerinde müdahaleleri filmin eğlenceli tarafını da
hiç kaybetmeden finale kadar ulaşmasını sağlıyor. Özellikle Mert ve Vicdan karakterleri, küçük oyuncuların da başarısıyla, filmin mizah yükünü başarıyla sırtlanıyorlar.
Kuzu, temel olarak erkek egemen bir dünyanın içerisinde var
olmaya çalışan kadınların öyküsünü anlatıyor. En küçük Vicdan’dan başlayarak, annesi Medine,
Medine’nin annesi ve şarkıcı kadın gibi başlıca kadın karakterlerin tamamı
güçlü, ne istediklerini ve nasıl elde edeceklerini bilen, mücadele ruhu yüksek karakterler. Erkekler ise
daha “her yöne gidebilecek” tipte karakterler. Sözgelimi İsmail, evde karısı ve
çocuklarının isteklerini yerine getirme konusunda son derece ağırdan alırken, iş
arkadaşlarının oyununa kolayca gelip, tüm maaşını bir gecede bir kadına kaptırabiliyor.
Hatta kendisini gittikçe kaptırarak hatasını yineliyor da. Köyün muhtarı ve sünnetçinin
de benzer zaafları ve tutarsızlıkları mevcut...
Özellikle sonlara doğru filmin masalsı atmosferi de ön plana
çıkıyor. Gerçekçi bir dünyanın içerisine başarıyla yedirilmiş bir masalsılık
bu. Örneğin filmin, finalden hemen önceki “kesilme” durumuna izleyeni bir an
gerçekten inandırması da bu masalsı gerçekçiliğin başarısı. Tabii bir diğer
başarısı da köy atmosferini çok iyi yansıtması. Erzincan’dan karlı bir köyün atmosferinin,
hikayenin tüm o mizah anlayışı ve masalsılığının yanında gerçekçiliğini koruyor
oluşuna katkısı çok büyük. Elbette çocuk oyuncular başta olmak üzere hemen tüm
oyuncu kadrosunun da iyi performans çıkardıklarının altını çizmek gerek...
Son noktada Kuzu’nun iyi yazılıp, iyi çekilen bir film olduğunu ve mutlaka görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Aya
Seyahat’in vizyon göremediğini de düşünürsek İki Genç Kız’dan tam on yıl sonra sinemada bir Kutluğ Ataman filmi
izleme şansını da kaçırmamak gerekir. Kuzu, gönül rahatlığıyla herkese tavsiye
edilebilecek tarzda bir film...
Değerlendirme: 3 / 4
0 yorum:
Yorum Gönder