20 Mart 2019 Çarşamba

Everybody Knows / Herkes Biliyor (2018)

      
      




      İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin yeni filmi Everybody Knows (Herkes Biliyor)’ un Türkiye’deki vizyon gösterimi sürüyor. Film eşi ve çocukları ile birlikte Buenos Aires’te yaşayan Laura’nın Madrid yakınlarndaki köyüne bir düğün için gelmesi sonrasında yaşananları konu alıyor.


       Farhadi’nin filmi biraz dağınık bir şekilde başlıyor aslında. Seyirci olarak haklarında herhangi bir bilgi sahibi olmadığımız pek çok karakteri bir düğün ortamında görüyor ve onların eğlencelerine tanık oluyoruz. Laura’nın kızı Irene de o bölümlerde sıklıkla gördüğümüz karakterlerden biri. Bir müddet sonra Irene ortadan kayboluyor. Annesi ve tüm yakınlarında panik başlarken yavaş yavaş eski defterler açılıp sırlar açığa çıkmaya başlıyor ve filmin rengi giderek değişiyor.

       Konusu itibarı ile tam bir Asghar Farhadi filmi tadını veriyor “Herkes Biliyor”. Özellikle ilk bölümlerin, eğlenen, hoşça vakit geçiren insanların düzeninin bir kaybolma olayı ile kaçması, aralarındaki ilişkilerin giderek farklı bir hal alması itibarı ile Darbareye Elly (Elly Hakkında)’ yı fazlasıyla hatırlattığı söylenebilir. Filmin tamamının da Farhadi sinemasının genelinden çok da uzak bir yere düştüğüne inanmıyorum. Yine de belli noktaların bu filmde biraz farklı seyrettiğini düşünüyorum. Farhadi ,vicdani-ahlaki ikilemler arasında kalan ve sonucunda seyirciye çok sempatik gelmeyebilecek, genel-toplumsal normlara aykırı seçimler de yapabilen başkarakterleri sever. Öyküleri bu anlamda kafa karıştırıcı ve orjinaldir. Filmleri salondan çıktıktan sonra seyircinin kafasının içinde devam eder. Burada da başlangıçta önümüze gelen öykü bu imkanları sunuyor gibi görünüyorsa da filmin üç ana karakteri diyebileceğimiz Paco, Laura ve Alejandro söz konusu durumların ortasında hep en ahlaki görünen seçimleri yapıyorlar. Bu anlamda genel seyirciye daha yakın bir Asghar Farhadi filmi ile karşı karşıya olduğumuz söylenebilir.



          

       Özellikle sonlara doğru olayın çözümleniş şekli, suçluların açığa çıkması ile birlikte film biraz daha klasik polisiye bir öyküye de benzemeye başlıyor. Tabii diğer taraftan olayın tam manasıyla bir çözüme kavuşmadığı da düşünüldüğünde filmin Farhadi sineması ile klasik bir polisiye-gerilimin kırması şeklinde gelişen bir tarafı olduğu da söylenebilir. İlk kez ülkesi İran’ın dışında Javier Bardem, Penelope Cruz, Ricardo Darin gibi uluslararası oyuncuların başrolde olduğu bir film çeken yönetmen, bu filmde sinemasını da sanki bir miktar ana akım sinemaya yaklaştırmak için çaba sarfetmiş gibi  duruyor. Bu da filmi, bir parça yönetmenin o akıp giden, kendi içinde yolunu bulan sinemasının içinden çıkarıp daha formülizasyona  dayalı bir yola sokmuş gibi gösteriyor.

     Yine de bütün olarak bakıldığında karşımızdaki filmin, yönetmenin genel temalarını koruduğu ve “ilk kez İran dışına çıkarken sinemama neler yapabilirim, neler ekleyebilirim” diye kendi kendine kafa yorduğu bir çalışma olarak değerlendirilebileceği görüşündeyim. Önceki paragrafta söylediğim ana akım sinemaya yaklaşma çabası gibi duran şeyin bu olduğu da belki iddia edilebilir. Ancak diğer taraftan özellikle finalde gelinen noktanın havada kaldığını ve filmin, yönetmenin önceki filmleri gibi seyircinin kafasının içinde devam edecek bir yol izlemek yerine, biraz daha net bir noktaya ulaşıp kapıyı biraz daha kapatan bir tarzı olduğunu mutlaka eklemek gerekiyor. Bu yönleriyle kendi adıma da Farhadi’nin en az sevdiğim filmi olduğunu söyleyebilirim.

        Son noktada uluslararası oyuncu kadrosunun mükemmele yakın iş çıkardığını da eklemek gerek. Bu anlamda filmin bir eksiği yok. Everybody Knows (Herkes Biliyor) ‘u belirttiğim gibi yönetmenin diğer filmleri kadar sevmesem de görülmeyi hakeden bir çalışma olduğunu düşünüyorum. İran dışında  geçen ilk filmi olması nedeniyle de Farhadi sineması açısından farklı ve özel bir yere oturan bir iş olması yönüyle de filmi önemsediğimi söyleyebilirim.

Filme Puanım :   6,5 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder