5 Ağustos 2011 Cuma

Gölgeler Ve Suretler (2011)



Derviş Zaim, her yeni filmiyle, yeni denemelere girişmekten çekinmeyen, denemeyi seven bir yönetmen. Yönetmenin son filmi Gölgeler Ve Suretler, aslında Kıbrıs'ta doğup büyümüş bir Türk olarak kendisinden yıllardır beklenen Kıbrıs meselesi üzerine sonunda çektiği filmi...

Aslen yönetmen 2003 yapımı Çamur'da da Kıbrıs meselesine değinmiş ancak, olayı öyle sembolik ve dolaylı yollardan anlatmayı seçmişti ki filmin bu boyutu yeterince anlaşılamamıştı bile. Bu kez çok daha direkt olarak olayın özüne giriyor yönetmen. Filler Ve Çimen'de ebru, Cenneti Beklerken'de minyatür, Nokta'da hat sanatından faydalandığı gibi burada da gölge oyununu ön plana çıkarıyor. Hacivat - Karagöz oyunu da filmde önemli bir yer tutuyor böylece. Karagözcü Salih'in oyun sırasında söyledikleri filmin temel duygusunu anlamada kilit bir hal alıyor. Gölgeler Ve Suretler, özünde insan ruhunun karanlık tarafı ile ilgilenen bir film. Kıbrıs meselesini ele alış biçimi de böyle. Yıllarca Rumlar ve Türkler'in barış içinde yaşadıkları bir köyde olaylar öyle bir seyir alıyor ki yıllarca birarada ve mutluluk içinde yaşamış komşular birbirlerini öldürecek hale gelebiliyor. İşte Zaim, bunun sebebini insan ruhunun karanlık tarafı ile açıklıyor. Gölge oyunundaki 'perdenin arka tarafı' ile 'insan ruhunun karanlık tarafı' arasındaki bağlantıyı çok iyi kuruyor...

Öte yandan Zaim'in Kıbrıs meselesi ile ilgili kısmı ele alış biçimi de oldukça tarafsız. Evet, en başta Rum polisinin bir Türk köyünü boşalttığı etkileyici bir sahne ile başlayan filmde daha sonra, filmin geçtiği köydeki Türklerin azınlık olması ve sürekli Rum tarafının baskısını hissetmeleri gibi unsurlar belki Türk tarafını 'mağdur' duruma sokuyor gibi görünebilir ama özellikle finale doğru yaklaşıldıkça Türk tarafının da bu sözkonusu kötücül tarafı fazlasıyla açığa çıkarttığı vurgulanıyor. Temelde Zaim, aslında Çamur'da da vurguladığı gibi, taraflar arasında yalancı olmayan, gerçek bir barışın sağlanması için iki tarafın da yaşanan acılarla yüzleşmesi gerektiğini vurguluyor...



Özellikle Karagözcü Salih'in kızı Ruhsar karakteri film açısından önemli bir karakter. Tüm çocukluk ve ergenliğini bu huzursuz ve çatışmacı, her an savaş oldu olacak ortamda geçirmek zorunda kalan genç kızın, öfkeli ve şiddet yanlısı tutumu hayli inandırıcı ve anlamlı. Türk komşularına hep iyi davranan ancak buna rağmen olayların seyriyle ve oğlunun kontrolden çıkmasıyla onlara karşıt bir noktaya giden Anna karakteri üzerinden, etrafta 'karanlık taraf'ını kontrol altına almayan insan toplulukları olduğu müddetçe, iyi niyetli insanların çabasının da işe yaramayacağı anlatılıyor...

Derviş Zaim'in Kıbrıs meselesini direkt olarak anlattığı filmi Gölgeler Ve Suretler, aslında önceki filmlerine göre daha 'düz' bir yapıya ve öykü anlatma sinemasına yakın bir tarza sahip. Buna karşın yönetmenin önceki filmlerindeki gibi yine bir tarihi Türk sanatından (gölge oyunu) faydalanması filmi ilginç bir düzleme çekiyor. Nokta'da hat sanatının 'eli hiç kaldırmadan' yazının ya da resmin tamamlanması kuralına uygun olarak filmini, hiç kesme yapmadan kuran ve bir hat eserine benzeten yönetmen, burada da kimi kilit anlarda gerçek görüntüleri resme dönüştürmesiyle filminin de aslında bir 'gölge oyunu' olduğu duygusunu hissettirmeyi başarıyor. Zaim, artık aktif olarak film çeken yönetmenlerimiz arasında 'usta' sınıfına kolaylıkla koyabileceğimiz ve her filmini merakla bekleten az sayıdaki yönetmenimizden biri...

Filmin Notu : 7,5 / 10

0 yorum:

Yorum Gönder