31 Temmuz 2023 Pazartesi

Mukavemet : "Dar Alanda Cinnet"

                                               


UYARI : Bu yazı filmin kimi sürpriz gelişmelerini açığa vuruyor olabileceğinden film izlenmeden okunmaması tavsiye olunur. 

     Prömiyerini 41.İstanbul Film Festivali'nde yapan Soner Caner imzalı Mukavemet, 21 Temmuz tarihinden itibaren MUBI'de gösterime girdi. Tek plan olarak tasarlanıp çekilen film, başkarakterlerden Rahmi'nin telefonda annesi ile yaptığı konuşmalar sırasında mahalle bakkalına uğrayıp yavaş yavaş kız arkadaşı Ecem'in evine doğru gitmesi ile başlıyor. Malum, o eve girdikten sonra bir daha finale kadar da içeriden çıkamıyoruz.




Rahmi eve geldikten sonra önce Ecem'in yaptığını söylediği yemek yerine mısır gevreğini yiyor. İkili arasında genel anlamda bir suskunluk ve soğukluk farkedilse de önce buna pek anlam veremiyoruz. Sonrasında gelen yatak sahnesinde Rahmi'nin birden Ecem'in telefonunu ele geçirip çağrılara bakması ve bunların arasında Ecem'in eski sevgilisi Kazım'ın aramalarını görmesi, daha önceki güvensizliğin sebeplerini de anlamamızı sağlıyor. Bu sahne, ikili arasındaki diyalogta Rahmi'nin kıskançlığı ve Ecem'in arkadaşı Rukiye'ye hakaret etmesi ve bunun sonrasında da Rukiye'nin Rahmi'ye ilişkide ne kadar aciz konumda olduğunu açıkça söylemesi ile birlikte daha sonra yaşanacaklar konusunda bir anahtar işlevi görüyor. Hemen arkasından zilin çalması ve Kazım'ın kapıda belirmesi ile birlikte de yanlış kararların art arda geldiği kabus dolu anlar başlıyor.



Daha önce Rauf, Gönül gibi filmleriyle tanınan yönetmen Soner Caner, Mukavemet'te tek plan gibi bir zorluğun üstesinden gelmeye gayret gösteriyor. Bence tek plan konusunda teknik anlamda genel olarak işin hakkını veriyor. Baştan sona gerilim inşa etme konusunda da başarılı olduğunu düşünüyorum. Buna karşın orta bölümlerde hikayenin biraz sarktığını ve gerilimin ritminin de tekrara düşülmesi yüzünden bir parça düştüğünü düşünüyorum. Soner Caner'in hedefi şüphesiz, sıradan, hatta ürkek bir insanın bile gerekli şartlar oluştuğunda içgüdüsel olarak nasıl vahşi, acımasız birine dönüşebileceğini yansıtmak, insan ruhunun karanlık taraflarına bir bakmak. Buna bir itirazım yok. Filmin genel manada belli bir yere kadar bunu başardığını da düşünüyorum. Rahmi'nin yaşadığı değişimin inandırıcı olmadığını da iddia edemem. Zira her gün haber bültenleri ya da gazetelerde sıradan insanların vahşete bulaştığı bunun gibi olayları görüyoruz. Ancak söylediğim gibi aynı şeylerin fazlasıyla uzatıldığını düşünüyorum. Ayrıca belirttiğim konularda filmin yeni ya da derinlikli ve ilgi çekici bir şeyler söyleyebildiğine de inanmıyorum. Saydığım temalar konusunda film, bence son derece sığ ve yetersiz kalıyor. Finale doğru polislerin gelmesi ile birlikte film yeniden belli bir ritm kazanıyor. Komiser kendi içinde ilginç bir karakter. Yaşanan olay karşısında onun hissettiklerini de çok sözlere dökmese de hissedebiliyoruz. Şüphesiz bunda Murat Kılıç'ın performansı da etkili. Böylesi bir olayın orta yerinde sevgilisi ile flörtöz konuşmalar yapan polis memuru gibi yan karakterler de filmin gözlemci tarafına olumlu katkı yapıyorlar.  


                         


14 gün gibi bir sürede 7 kez baştan sona çekilerek nihai sonuca ulaşan filmin çekim süreci öncesinde ciddi bir hazırlık süreci de olmuş. Bu anlamda tek plan konusunda ciddi bir emek verildiği belli. Dediğim gibi kendi içinde bu konuda film başarıya da ulaşıyor. Bu açıdan hakkını vermek gerek. Ancak belirttiğim üzere temasal anlamda yeterince derinleşilemiyor. Aslında film istismara varan bol kanlı korku sineması örnekleri ile işin düşünsel boyutuna ağırlık veren bağımsız korku filmi tarzı arasında bir yerlerde kararsız kalıyor ve galiba ikisinin de hakkını veremiyor. Yine de tek plan denemesine girişip bunu kısmen başarılı olarak uygulaması ve belli bir seviyeyi tutturması itibarı ile sinemamız açısından akılda kalıcı bir film olduğunu düşünüyorum. Tabii diğer taraftan da ne yazık ki kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum.


Filme Puanım : 5/10


İzlenebileceği Platform : MUBI

0 yorum:

Yorum Gönder